Ee ne oldu, İzlanda'ya yenilmek var mıydı Fransa galibiyetinden sonra?
E var da tabi, futbolda her şey var...
Havaya girersen, birileri çıkar ve senin havanı patlatır.
Fransa galibiyetinden sonra Şenol Güneş'i, neredeyse dünyanın en büyük teknik direktörü ilan edenler, ne düşündüler acaba?
Büyük olan, ne bir galibiyete bakar, ne de tek mağlubiyete.
Fransa galibiyeti nasıl ki Şenol hoca ve Milli Takıma ultra bir değer katmadıysa, İzlanda maçında alınan yenilgi değerlerinde eksilme yaratmadı bence.
Fakat aklıma takılan bir noktaya dikkat çekmek isterim.
Fransa maçında Konyalı taraftarlar, Fransa milli marşını ıslıklayarak saygısızlık yapmışlardı ve biz Fransa'yı 2-0 yendik.
Farklı bir saygısızlığı da İzlandalılar yaptı bize.
Reykjavik Havaalanında Milli Takım kafilemize olmadık zorluklar yaşattılar, akılları sıra moral bozmak istediler. Densiz bir Belçika kökenli İzlanda vatandaşı da Emre'ye lavabo fırçası uzattı mikrofon yerine.
Peki işe yaradı mı dersiniz?
Mesela Fransızları, milli marşlarını ıslıkladık diye mi yendik?
Ya da İzlanda bizi 2-1 yenerken yaşattıkları moral bozucu uygulamanın katkısı olabilir mi?
Skorlara bakarsak sanki öyleymiş gibi görünse de, gerçekte bir etkisi olduğunu sanmıyorum.
Bunun daha mantıklı açıklaması bence, Fransızların bizi küçümsemesi sonucu maça odaklanamamalarından kaynaklı biri durum var.
Ve aynı durum bizim Milli Takımımız için de geçerli. Zira son dünya şampiyonunu yenmiş olmanın getirdiği aşırı özgüven, kısa sürede havalara girme, kalitesi belli İzlanda'nın nasıl bir takım olduğunu göz ardı etmelerine neden oldu ki, sonuç hüsran.
Yenilgiden ziyade kötü futbol üzüyor insanı ve bir takım 3 günde nasıl bu kadar değişebilir anlamak zor.
Neyse olan oldu, grubumuzda hala iddiamız sürüyor.
Futbolu bir kenara bırakayım ve saygı konusunda ahkam kesmeye başlayayım..
Saygısız olduğumuz kadar görgüsüz bir toplum olduğumuzdan artık kuşkum yok!
Görgüsüzlük deyince ne anlıyorsunuz bilmiyorum ama ben görgüsüzlüğün de saygıyla bağlantılı bir davranış biçimi olduğunu düşünüyorum.
Youtube geçenlerde, Youtube kanalımız "Sen Ne Dersin"nin videolarına bakarken bir müzik klibi önerdi bana.
Daha önce adını duymadığım genç bir şarkıcı kadının klibiydi, tıklayıp izledim. Sesi ve müzik tarzı çok farklıydı.
İsimleri bir türlü aklımda tutamadığım için onun da unuttum hemen. Sonra, bir kaç gün sonra Twitter'da Melek Mosso adının trend topik olduğunu görünce klibini izlediğim kadının o olduğunu anımsadım.
Tabi merak edip tıkladım ve Melek Mosso'nun neden TT olduğunu gördüm.
Verdiği konserde kadınsal cesaretini sergileyen ve şarkı arasında orta parmağını göstererek "babayı alırsın" diye haykırdı...
Vay efendim sen misin bunu diyen...
Sosyal medya karıştı...
Mosso'nun ne orospuluğu kalmış ne namussuzluğu...
Sanki Melek Mosso akrabaları, sanki mahallerinden biriymiş gibi ahlak zabitliğine soyunmuş ahali.
Namusu hala bacak arasında zanneden çok geniş bir kitle var bu ülkede. Melek Mosso'ya tepki gösterenlerin kaçı, ülkede kadına uygulanan ve önüne geçilemeyen kadına şiddet için parmak kımıldattı dersiniz?
Sadece kadına m?
Çocuklara...
Hayvanlara...
Belli ki Melek kızımız gündeme gelmek için böyle bir yöntem uyguladı ve başarılı da oldu...
Pek cesur ve kendine fazla güvenen Melek hanımın bu davranışını ayıplamaktan ziyade söylediklerine saygı duymak gerektiğine inanıyorum. "ne beni, ne de başkasını ilgilendirmez" söyledikleri...
Keşke sesiyle ve değişik tarzıyla gündeme gelseydi demekten de kendimi alamıyorum.
Sonra da diyorum ki, Melek Mossa böyle bir şey yapmasaydı sesini ve müziğini ya da varlığını kaç kişi duyacaktı ki!
Yani, sözün özü; yıl olmuş 2019, internette milyonlarca video ve mesaj içerisinde parlamak ve "ben de varım" demek hiç de kolay değil!
Bu açıdan bakınca Melek Mosso'yı bu cesur çıkışından dolayı kutluyor, davranışlarının dozunu kaçırmamasını tavsiye ediyorum. Çünkü gerçekten de çok özel bir sesi ve çok özel bir tarzı var!
Fazla uçukluk yaparak parlayayım derken sönmesine neden olabilir, demedi demesin sonra...
Nereden başlasam nasıl yazsam bilemiyorum. Uzun zamandır Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni seçilmiş CHP’li Başkanı Sn Mustafa Bozbey'in başkanlığı hakkında birkaç noktaya değinmek istiyorum ama haksızlık da etmek istemiyorum. “Haksızlık” derken, “eleştirememek” değil, 10-11 aylık bir yönetimi ha
T2 Tramvay Hattı ne için yapıldı, ne işe yarar? Evet, basit gibi ama değil, biraz da kafa karıştıran, oysa yüksek sesle haykırmamız gereken sorulardan sadece birkaçı. Böyle saçma soru mu olur, demeyin, sorunun öznesine bir daha bakın. Bir hizmet ne için yapılır ve ne işe yarar? Belediyeler ve ba
Evet, bir toplumun içinde azınlık olmak, yabancı olmak, öteki olmak kadar zor bir durum olamaz. Gerçi günümüz Türkiyesinde, kim yabancı, kim yerli kim öteki kim asil öyle bir karışmış ki… Neyse, bu yazımın konusu biraz gündem dışı, hatta biraz değil bir hayli gündem dışı. Benim gerçek ilgi alanım o
Bursa Büyükşehir Belediyesi İş-Kur'a rakip olmuş (!) Şaka değil gerçekten öyle. Hatta sadece İş ve İşçi Bulma Kurumu İş-Kur değil aynı zamanda kariyer.net’e de rakip. Evet evet, Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi | biko.bursa.bel.tr web sitesiyle i
Bursa’nın göbeği, Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde Süluki Camii’nin hemen önü, sürekli güvercinlerle doludur, kah cami çatısına, kah ağaçlara konup, Şehreküstü Meydanı ile Süluki Camii arasında uçar, gelir giderler! Güvercinler bir kentin süsüdür, bereketidir, simgesidir. Bu kuşlar için yaya yolu üzeri
Ben bir seçmen olarak kararsızlık yaşıyorum, sadece ben değil benimle aynı durumda olan milyonlarca TC vatandaşının da bunu yaşadığını düşünüyorum. Beklenti sürüyor, iktidar partisi AKP ve lideri Erdoğan'ın ve destekçisi MHP ile Genel Başkanı Bahçeli’nin çöküşü sürüyor. Muhalefet ise toplumdaki
Yıl 1997, tarih 3 Nisan, yer Bursa Atatürk Spor Salonu. Bursa basketbolunun lokomotifi TOFAŞ, deplasmanda 11 sayıyla yendiği Yunanistan’ın Aris takımını Koraç Kupası final rövanş maçında da yenerek şampiyon olmayı umuyordu. Bir gün önce Atatürk Satdı’nda Futbol Milli Takımımız, Hollanda’yı 1-0 yene