Bursa'da yurt içi ve dışından katılımlarla gerçekleştirilen "Temel ve İleri Düzey Endoskopik Omurga Cerrahisi Kadavra Kursu"nda, alanında uzman tıp insanları tarafından cerrahlara, kadavralar üzerinde küçük kesilerle omurga rahatsızlıklarının tedavisine yönelik yöntemler öğretildi.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Anatomi Laboratuvarı'nda Türkiye Unilateral Biportal Endoskopik Omurga Cerrahisi Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Hayati Aygün'ün başkanlığında gerçekleştirilen kursa, Türkiye, Almanya, Fransa, İsveç, Güney Kore, Irak, Hindistan, Bulgaristan, Mısır, Güney Afrika, Tunus, Endonezya ve Yunanistan'ın aralarında olduğu 23 ülkeden eğitmen ile kursiyerler katıldı.
Prof. Dr. Oğuz Karaeminoğulları
Özel bir hastanede görevli Temel ve İleri Düzey Endoskopik Omurga Cerrahisi Kadavra Kursu Genel Sekreteri Prof. Dr. Oğuz Karaeminoğulları, 22'si eğitmen 74 kişinin yer aldığı kursta iki gün boyunca, iki ayrı laboratuvarda ve 5 kadavra üzerinde temel ve ileri düzey tekniklerin eğitiminin verildiğini söyledi.
Endoskopik omurga cerrahisinin 1997 yılında başladığını ve hızla geliştiğini belirten Karaeminoğulları, "Eskiden ameliyatlarda ne kadar büyük kesi varsa insanlar büyük cerrahi geçirdiğini düşünürdü. Şimdi ne kadar küçük kesiniz varsa o kadar büyük cerrahi geçirmiş oluyorsunuz. Yani bunda amaç aslında normal dokuya hasar vermeden problemli yere ulaşmak ve o problemi normal dokuyu sağlam tutarak çözmek prensibi." dedi.
Karaeminoğulları, endoskopik cerrahi sayesinde kamera yardımıyla kalem büyüklüğündeki cihazlarla ulaşılıp sorunlu bölgelerin tedavi edildiğini vurguladı.
Bu yöntemin avantajlarına değinen Karaeminoğulları, şöyle devam etti:
"Öncelikle sadece disk cerrahisi yani bel fıtığı cerrahisi şeklinde başladı ama bugün omurga problemlerinin neredeyse yüzde 80'i böyle çözülebiliyor. Hastaya ne sağlıyor? Çok hızlı bir iyileşme dönemi sağlıyor. Yani bel fıtığı operasyonu geçirmiş hasta ertesi gün normal yaşantıya dönebiliyor. Büyük kesileri yok. Büyük pansumanlar gerektirmiyor veya omurga darlığı gibi çok görülen, özellikle 65-70 yaşlarından sonra sık görülen problemlerde uzun yatışlar, uzun cerrahiler, kan transfüzyonları gerektiren cerrahileri artık sadece endoskopla çözmek mümkün."
"Türkiye, Unilateral Biportal Endoskopik tekniğinde son 5 yılda çok ilerledi"
Prof. Dr. Karaeminoğulları, endoskopik cerrahide üç temel tekniğin kullanıldığını, bunların en popülerinin son 10 yılda özellikle Uzak Doğu ve Hindistan'da çoğunlukla tercih edilen Unilateral Biportal Endoskopik (UBE) tekniği olduğunu bildirdi.
UBE tekniğinin son 5 yılda Türkiye'de çok geliştiğine dikkati çeken Karaeminoğulları, şunları kaydetti:
"UBE pek çok cerrahın ilgisini çekti. Çünkü disk cerrahisine ek olarak omurgada daha ciddi problemler yani dar kanal gibi cerrahiler, füzyon cerrahilerinin de yapılması bu teknikle mümkün kılındı. Türkiye son 5 yılda bu konuda çok ilerledi ve dünyada aslında az yerde yapılan bu kadavra kurslarında belki öncü olma yolunda ilerlemekte. O yüzden Türkiye'ye 22 ülkeden ziyaretçiler geldiler ve tekniği öğrenmek için Türkiye'de kursa katılmak istediler."
Karaeminoğulları, hem hastalardan hem de cerrahlardan kursa ilginin yoğun olduğunu vurgulayarak, "Endoskopik cerrahi çok büyüdü ve çok ciddi farklı teknikler oluştu. Kursta bu tekniklerin, kadavra üzerinde eğitim vererek yaygınlaşmasını istiyoruz. Çok yaygın bir katılım var. Toplantıyı çok başarılı buldum. Sanırım bundan sonra çok daha sık bu toplantıları, bu kursları düzenlememiz gerekecek." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Erdoğan Şendemir
BUÜ Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Şendemir de kurs kapsamında BUÜ bünyesindeki laboratuvar ve kadavraları, eğitmenler ile kursiyerlerin hizmetine sunduklarını belirtti.
Kadavraların yalnızca tıp fakültesi öğrencilerinin eğitiminde kullanılmadığını dile getiren Şendemir, şöyle konuştu:
"Aynı zamanda çok ileri düzeyde yeni tekniklerin öğrenilmesi, yeni tekniklerin canlı insandan önce ölü bedende öğrenilmesi açısından, beyin cerrahlarına, ortopedistlere hizmet verebileceğini göstermek ve bu hizmete bir aracı olmaktan ibaret. Bizim arzumuz kadavra bağışlarının, beden bağışlarının daha çok artması, böylece sadece tıp fakültesine değil daha üst düzeydeki uzman doktorlarımıza da hizmet verebilmeyi sağlayabilmek."