TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, 7 aşı projesinden 3'ünün ön planda bulunduğunu dile getirdi.
Mandal, bunlardan VLP aşısıyla ilgili yakın zaman Bakan Varank'ın da paylaşımda bulunduğunu, Bakan Varank ve kendisinin bu aşının faz 1 aşamasında gönüllü olduklarını hatırlattı.
"27 Mart'ta başladığımız faz 1 çalışmasının şu an 1. fazı tamamlanmak üzere." diyen Mandal, şöyle devam etti:
"Bu hafta sonunda biz de 2. dozlarımızı olacağız ve faz 1 çalışması tamamlanmış olacak. Bu ayın sonunda da yine her bir çalışma doğru gittiğinde faz 2 çalışmasına geçmiş olacağız. Takibinde 1,5 ve 2 ay gibi bir süreyle faz 2 çalışması gerçekleşecek. Sonrasında da ağustos ayında faz 3 çalışmasına başlayabilmeyi ve yıl sonuna doğru da faz 3 çalışmasını başarıyla tamamlayıp tüm kullanıma, hem ülkemizdeki hem de dünyadaki insanlığın kullanımına açmayı planlıyoruz."
Mandal, VLP aşısının yenilikçi yönleri olduğunu belirterek, "Şu an bu kapsamda 4 aşı adayı var ve henüz kitlesel bir kullanıma geçmiş VLP aşısı yok. VLP aşısındaki özellik, virüs benzeri parçaçık virüsü taklit ediyor ama insanlarımızı bu enfeksiyona karşı koruma amaçlı olarak bu yaklaşımla hem bilinen Wuhan virüsüne hem de özellikle mutantlara karşı özel geliştirilmiş. Çünkü özellikle faz 2 çalışmasında mutantlara karşı da İngiliz varyasyonuna karşı da geliştirilmiş versiyonu da kullanımda olacak."
Kovid-19 Türkiye Platformu'nun amacının, birlikte geliştirme ve başarma yaklaşımı kapsamında ortak altyapının kullanılması olduğuna işaret eden Mandal, Ankara Üniversitesinde ve Bahçeşehir Üniversitesinde 2 ilacın tasarımsal ve klinik öncesi aşamalarında mevcut tedavi yöntemlerine göre çok daha etkili olduğunu gözlemlediklerini dile getirdi. Mandal, "Ve şu an bunların faz 2 çalışmaları başlıyor. Burada hedef ağustos ayında bu 2 ilacın da inşallah insanlarımızın kullanımına sunulmuş olmasını bekliyoruz." dedi.
"Ağustos'ta bu 2 ilacın da insanlarımızın kullanımına sunulmasını bekliyoruz"
Kovid-19 Türkiye Platformu'nun amacının, birlikte geliştirme ve başarma yaklaşımı kapsamında ortak altyapının kullanılması olduğuna işaret eden Mandal, şunları söyledi:
"Tabii ki bu sürecin diğer aşaması olan ilaç ve tedavi yöntemlerinde de 2 yeni molekül, başka amaçlara yönelik kullanılan, başka hastalıklarda kullanılan molekül Kovid-19 tedavisinde bu hafta faz 2 çalışmalarına başlıyor. Dolayısıyla faz 1'i atlayıp, direkt faz 2 çalışmalarına başlıyor. Bunlardan birisi Ankara Üniversitesindeki hocalarımızla geliştirilen 'Ribavirin' olarak ifade edilen bir tedavi yöntemi, ilaç tedavisi. Diğeri de Bahçeşehir Üniversitesindeki hocalarımızla geliştirilen 'Montelukast' diye ifade edilen yine bir ilaç. Dolayısıyla bu ilaçların da tasarımsal ve klinik öncesi aşamalarında mevcut tedavi yöntemlerine göre çok daha etkili olduğunu gözlemledik ve şu an bunların faz 2 çalışmaları başlıyor. Burada hedef ağustos ayında bu 2 ilacın da inşallah insanlarımızın kullanımına sunulmuş olmasını bekliyoruz."
"Güz döneminden itibaren Türkiye'de geliştirilen aşıların üretimi mümkün olacak"
Bu ağustos ayında tüm aşamaların tamamlanacağı bir ilaç ve aşı geliştirme merkezinin açılmasının mümkün olacağını dile getiren Mandal, bu merkezde yapılacak olan çalışmaların, sadece Kovid-19 için değil, gelecekteki aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları için de tüm Türkiye'deki araştırmacıların kullanabileceği bir altyapı niteliğinde olacağını bildirdi.
Türkiye'deki firmaların aşı ve ilaç geliştirmek için büyük çaba içinde olduğunu belirten Mandal, şunları kaydetti:
"Bazen yanlış anlaşılabiliyor sosyal medya ortamlarında, 'Türkiye'nin aşı üretimi 2022'nin sonuna kadar mümkün değil' gibi. Böyle bir durum söz konusu değil. Ülkemizdeki değişik firmalarımız tarafından var olan altyapılarda bu yılın inşallah güz döneminden itibaren Türkiye'de geliştirilen aşıların üretimi mümkün olacak. Bu hem Kovid-19 Türkiye Platformu kapsamındaki VLP aşımız, yenilikçi inaktif aşımız, adenovirüs aşımız aynı zamanda da Kovid-19 Türkiye Platformu dışında çalışılan aşıların da yine ülkemizdeki firmalarımız tarafından bu yıl inşallah klinik fazları tamamlandığında üretimleri mümkün olacak. Bu süreçte gerçekten araştırmacılarımız, Türk bilim insanlarımız özellikle de öğrencilerimiz gece gündüz çalışıyorlar. Bugün hepimiz biliyoruz kısıtlamaların olduğu bir dönemdeyiz. Bu konuda hepimiz hassasiyet içinde, teşekkür ediyoruz."