Adalet Bakanı Tunç: Can Atalay için yargı kararını bekleyeceğiz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay hakkındaki karara ilişkin, "Hep beraber yargı sürecini bekleyeceğiz. Yargı süreci sonucunda verilecek karara da saygı duyacağız" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 01.11.2023 15:01
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2023 15:01
https://www.bursaport.com

Bakan Tunç, "Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Arttırılması: Aile Üyelerinin Haklarının Daha İyi Korunması Ortak Projesi" kapsamında Avrupa Birliği ve Türkiye Adalet Akademisi tarafından ortak düzenlenen Uluslararası Aile Hukuku Sempozyumu'nun açılış konuşmasını yaptı.

Çocuk görüşme merkezlerinde 122 binden fazla işlem

Adalet Bakanı Tunç, son dönemde çocukların üstün yararını gözeterek çeşitli uygulamaları hayata geçirdiklerini dile getirdi.

Bu uygulamalardan birinin çocuk tesliminin icra yoluyla değil Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirilmesi olduğunu anımsatan Tunç, herkesin yüreğini sızlatan çocuk teslimi görüntülerinin son bulduğunu söyledi.

Tunç, "Bu uygulamayla 592 adliye çevresinde 792 çocuk görüşme merkezi faaliyetine devam ediyor. Şu ana kadar çocuk görüşme merkezinde 1724 çocuk teslimi ve 17 bin 353 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 19 bin 77 dosyada 122 bin 518 işlem gerçekleştirildiğini görüyoruz." bilgisini verdi.

Arabuluculukta 3 milyondan fazla uzlaşma

Yılmaz Tunç, alternatif çözüm yollarının hayata geçirilmesi adına çalışmaların sürdüğünü, bu kapsamda arabuluculuk sisteminin daha da yaygınlaştırılmasını sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.

Arabuluculuk kapsamına son olarak kira uyuşmazlıklarının alındığını hatırlatan Tunç, "Bugüne kadar arabuluculuk sistemimizde 4 milyondan fazla dosyadan 3 milyondan fazlasının uzlaşmayla, anlaşmayla sonuçlandığını görüyoruz. Son olarak devreye aldığımız kira uyuşmazlıklarında da anlaşma oranının anlaşmamadan fazla olduğunu görüyoruz." dedi.

"Yargılama süreci devam ediyor"

Tunç, sempozyum sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Sosyal medyada sahte hesap açıp devlet görevlileriyle ilgili paylaşımlarda bulunan cumhuriyet savcısının, ihracının ardından Danıştay tarafından görevine iade edilmesiyle ilgili soru üzerine Tunç, Danıştay'ın bu kararının kesin olmadığını, sürecin devam ettiğini söyledi.

Tunç, "Temyiz edilip Danıştay İdari Dava Dairelerinin vereceği karar noktasında süreç devam ediyor. Orada yargılama süreci devam ediyor." ifadesini kullandı.

Can Atalay hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın sorulması üzerine Tunç, yargının önündeki bir konuyla ilgili Adalet Bakanı'nın yorum yapmasının mümkün olmadığını bildirdi.

Yılmaz Tunç, "Anayasa Mahkemesi kararından sonra ilk derece mahkemesi, bireysel başvurunun Yargıtay sürecinde sonuçlandığı ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin verdiği karar neticesinde olduğu düşüncesiyle dosyayı Yargıtay Ceza Dairesine gönderdi. Yargının önündeki bir konuyla ilgili olarak Adalet Bakanı'nın yorum yapması tabii ki mümkün değil. Yargı bağımsız, tarafsız en doğru kararı verecektir." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu, hukuk devletinde herkesin Anayasa ve kanunlarla bağlı bulunduğuna dikkati çeken Tunç, şunları kaydetti:

"Hiçbir kimse ya da hiçbir organ, bağlı olduğumuz Anayasa'dan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Yorum farkıyla Anayasa'nın bazı maddelerinin yok sayılması da Anayasa'ya aykırıdır. Hep beraber yargı sürecini bekleyeceğiz. Yargı süreci sonucunda verilecek karara da saygı duyacağız. Anayasa'mızda yüksek mahkemeler, bu mahkemelerin yetkileri ve görevleri vardır. Yargıtay, adliye mahkemelerinden verilen kararların son inceleme merciidir. Kararları kesindir. Dolayısıyla kesin hükmün nasıl kaldırılacağına yönelik hukuk sistemimizde değişik yorumlar yapılmaktadır. Kaldırılıp kaldırılamayacağı noktasında... Yine özellikle Anayasa'mızın dokunulmazlıkla ilgili 83. maddesinin birçok fıkrası vardır. Bu fıkralardan sadece birini okuyup diğerlerini okumayarak kamuoyunu da yanlış yönlendirmemek lazım."

"Hukuk devletini koruyalım, Anayasa'ya uyalım"

Dokunulmazlıkla ilgili maddelerin yıllarca uygulandığını hatırlatan Tunç, "Özellikle Anayasa'nın 14. maddesinde belirlenen durumların kanunla düzenleneceği de Anayasa'nın kesin, açık hükmüdür. Dolayısıyla belirlenen durumların neler olduğunu ve o durumlara aykırı yaptırımların nerede düzenlendiğini Anayasa Mahkememiz de biliyor, Yargıtayımız da biliyor, bütün hukukçularımız da biliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yıllarca uygulanan bu maddeleri yorum farkıyla yok sayarak hukuk sistemimizde, yargı sistemimizde, yüksek mahkemeler arasında bir çatışmayı ortaya koymanın ben doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu, hukuk devletine zarar verir. Hukuk devletini korumak herkesin, hepimizin vazifesidir. Yasamanın da yargının da yürütmenin de vazifesidir. Hukuk devletini zedeleyecek herhangi bir yorumdan, Anayasa'nın maddelerini ilga edecek herhangi bir yorumdan kaçınmak gerekir. Bu Anayasa, Anayasa Mahkemesini de bağlar, Yargıtayı da bağlar. Yargıtayın vereceği kararı hep beraber göreceğiz.

Yargının vereceği kararlarda bir açıklama yapmamız mümkün değil. Şu anda görülen bir dava. Lehte, aleyhte görüşler var. Hep beraber süreci izleyeceğiz. Hep beraber hukuk devletini koruyalım. Eğer bu Anayasa yürürlükteyse Anayasa'nın maddelerini o tarafa, bu tarafa çekmeyelim. Bu Anayasa yeni uygulanmıyor. 83. madde yeni icat edilmedi. 83. maddenin bir fıkrasını okuyup, alttaki fıkraları yok saymak bir kere Anayasa hukuku açısından uygun olmaz. Hep beraber süreci bekleyeceğiz. Bekleyelim, görelim. Hukuk devletini koruyalım, Anayasa'ya uyalım. Bu hepimizin görevi."