Bursa Su Kolektifi: İnsan eliyle doğanın kirletilmesine son verin

Bursa Su Kolektifi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde basın açıklaması yaptı. Kolektif, doğanın insan eliyle kirletilmesine, yok edilmesine son verilmesini istedi.

Haber Giriş Tarihi: 05.06.2024 16:05
Haber Güncellenme Tarihi: 05.06.2024 16:05
https://www.bursaport.com

Bursa Su Kolektifi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklamasında bulundu. Açıklamayı, Figen Ovat ve Caner Gökbayrak okudu. Daha önce hiç görülmemiş iklim felaketlerinin yaşandığına dikkat çeken Ovat, şöyle konuştu: "Türkiye dahil sermayenin güdümündeki dünya hükümetleri bir esrar bağımlısı gibi karbon kökenli yakıtlara bağımlılığını sürdürdü. Sürekli büyümek, daha çok üretip satmak zorunda olan şirketler eliyle kapitalizm tarafından yaratılan iklim krizine çare olarak, ekolojistlerin itirazlarına rağmen, karbon borsalarının 1997'de uygulamaya alındı. Karbon ticareti, sermayedarların havamızı da alınır- satılır metaya çevirdiği bir göz boyama taktiğiydi. 2021 yılında BM Dünya Meteoroloji Örgütü'nün havadaki CO2 oranın azalmadığı, sürekli artmakta olduğunu, Paris İklim Anlaşmasındaki küresel sıcaklık artışının en çok 1,5 °C tutulması hedefine ulaşmanın zor olacağını açıklamasıyla bu göz boyama taktiği çöktü. Dünya ülkeleri yeni termik santral yapmayarak, çalışmakta olanları kapatarak CO2 salımını azaltırken; AKP iktidarı elinde Türkiye, CO2 azaltmak için değil, gelecek kredilere muhtaç olduğu için Paris İklim Anlaşmasını imzaladı ve dünya halklarıyla dalga geçer gibi bir plan sundu. Plana göre Türkiye karbon salımında azaltma değil %30 artış öngörüyordu. Sonra da olanaksız bir işe kalkışarak 2053'e kadar C02 salımını sözde sıfırlayacaktı. Bu planla aslında AKP yönetiminin Türkiye'de CO2 salımını indirmek istemediğini açıkça ortaya koymaktadır." 'AKP VANDALLIĞI AKBELEN ORMANINI YOK ETTİ'

Ovat, Türkiye'nin iklim krizinden en çok etkilenecek ülkeler arasında bulunduğunu belirterek, doğanın ve ormanların yok edilmeye devam edildiğini söyledi. Ovat, "Köylülerin ve binlerce yaşam savunucusunun direnişine rağmen mahkeme kararıyla kapatılması zorunlu olan Muğla'daki termik santrallere kömür sağlamak için AKP vandallığı Akbelen Ormanını yok etti. Orman alanında çıkan antik kalıntılar kazısı derinleştirilmeden yangından mal kaçırırcasına patlatmalarla yıkıldı. Zeytin yasasına göre yapılması yasak olan parlatmalar, Akbelen'de kanun hiçe sayılarak her gün yüzlercesi yapılmaktadır" dedi. Gökbayrak, 9 işçinin ölümüne neden olan İliç Altın Madeninde dünyanın en büyük felaketlerinden birinin yaşandığını söyledi. Konuşmasına devam eden Gökbayrak, "Ekokırım suç mahali olan İliç Altın Madeninden sızıntı yakındaki derede balıkları öldürdü, siyanür zehri Fırat'a karışmaya devam ediyor. Siyanürlü toprak yine korumasız bir maden alanına taşınıyor. Siyanür yüzlerce yıl daha bulunduğu coğrafyayı zehirlemeye devam edecek. Fırat nehri kıyısında kurulduğu halde “İliç Altın Madenin çevresinde su kaynağı yoktur” belgesi verecek kadar kanunlarımızı bozan AKP iktidarında her bir milletvekili ve her bir bakan bu felaketin baş suçluları olarak görüyor, yargılanmaları gerektiğine inanıyoruz" dedi. 'MARMARA'DA MÜSİLAJ RİSKİ ARTIYOR' İznik, Eğridir Gölleri'nin kuruma tehlikesi altında olduğunu söyleyen Gökbayrak, "Yeraltı suları yüzlerce metre dibe çekildi. Uludağ dahil pek çok yüksek dağlarımızın zirvelerinde buzul oluşumu artık kalmadı. Bursa kent merkezine son iki yıldır hiç kar yağmıyor. Bahar yağmurları barajlarımızı dolduruyor ama yaz aylarıyla birlikte derelerimizden su akmadığı için barajlardaki su yeni yağış mevsimine ulaşamadan bitiyor. Kuraklığın yanında Nilüfer Çayı gibi derelerimiz başka hiç bir amaçla kullanılmayacak ölçüde kirletildiği için çiftçimiz yanı başındaki dereden bedava su kullanmak varken kanallarda dağıtılan ücretli su ile tarlasını sulamak zorunda bırakılıyor. Derelerdeki kirliliğin etkisinin yanında derin deniz deşarjlarıyla Marmara Denizi’nin dibini kanalizasyon çukuruna çevirdik. Derin deşarjlar Marmara Denizi'nde 25 metre altındaki suda oksijen bırakmadı. Denizleri bile ısıtan iklim kriziyle birlikte Marmara'ya boşaltılan kirletilmiş sularda iyileşme olmadığı için Marmara da yeni müsilaj riskini arttırıyor" dedi. Gökbayrak, taleplerini şöyle sıraladı: "- İnsan eliyle yaratılan çevre, doğa yıkımlarına, kirletilmelere son verilmesini, - Termik santral yatırımlarının durdurulmasını, -Mahkeme kararıyla kapatılması gereken ancak hala çalıştırılan Muğla Akbelen’deki üç termik santral başta olmak üzere, ülke genelinde ve Bursa Orhaneli Termik Santrali dahil tüm termik santrallerin kapatılmasını, - Çimento, demir-çelik gibi enerji yoğun sektörlere yeni yatırmalara izin verilmemesini, - Her biri ekokırım alanı olan altın madenlerinin kapatılmasını, - Türkiye ihtiyacı kadar maden üretimi yapılmasını, maden ihracatının durdurulmasını istiyoruz."