Hüseyin Çelik: Ben isim vermedim!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Biz hiç kimsenin bugüne kadar kıyafetine, hayatını tanzim etme, düzenleme biçimine karışmadık, bugün de karışmayacağız" dedi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaport.com

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir televizyon sunucusunun dekolte kıyafetini eleştirdiği yönündeki haberlere yönelik, katıldığı programda bir insanın kapalı olmasının ille de çarşaflı, peçeli olduğu, başının açık olmasının ise dekolte giyineceği anlamına gelmeyeceğini söylediğini belirterek, "Dedim ki: Mesela geçenlerde bir televizyon programında seyrettim. Orada sunucunun kıyafeti çok yadırgayıcıydı, bu kadar da olmaz. Ama bu kadar. Ben bir televizyon adı vermedim. Bir program adı vermedim. Bir sunucunun adını da kesinlikle vermedim. Daha sonraki isimlendirmeler, yakıştırmalar tamamen medya tarafından yapıldı" diye konuştu.

Çelik, katıldığı bir programda kendisine kıyafet serbestliğinin aşırılıklara gidebileceğine dair bir soru sorulduğunu belirterek, böyle bir endişeye gerek olmadığını ifade ettiğini anlattı.

Üniversitelerde de kılık kıyafet serbestliği olduğu zaman bu tür endişelerin dillendirildiğini, fakat bu endişelerin yersiz, gereksiz olduğunu zamanın gösterdiğini dile getirdiğini bildiren Çelik, şöyle konuştu:

"Bir insanın kapalı olması ille de çarşaflı, peçeli olduğu anlamına gelmez. Bir insanın başının açık olması ille de dekolte giyeneceği anlamına gelmez. Toplum, bu aşırılıkları törpüler ve toplum makul olanını bulur dedim. Ama bu aşırılıkların da hoş karşılanmadığını ifade ettim. Dedim ki: Mesela geçenlerde bir televizyon programında seyrettim. Orada sunucunun kıyafeti çok yadırgayıcıydı, bu kadar da olmaz. Ama bu kadar. Ben bir televizyon adı vermedim. Bir program adı vermedim. Bir sunucunun adını da kesinlikle vermedim. Daha sonraki isimlendirmeler, yakıştırmalar tamamen medya tarafından yapıldı. Bu şahsın işten atılması, işten kovulması, böyle bir şey varsa bunun bizimle, benimle ne alakası var? Bu tamamen televizyonun kendi meselesi. Benim onu kastettiğimi kim nereden biliyor? Mesele bundan ibarettir. Benim bütün söylediğim, kapalılık, yani kapalı olmak ille de çarşaflı, peçeli olmak anlamına gelmez. Bir insanın başının açık olması da ille de aşırı dekolte giyineceği anlamına gelmez. Aşırılıkları bu toplum yadırgar, toplum makul olanı bulur derken bunu da uç bir örnek olarak verdim."

Gazetecinin, vatandaşın ya da televizyon seyircisinin bir konudaki beğenisini de eleştirisini de dile getirebileceğini belirten Çelik, söylediğinin de bu kapsamda olduğunu ifade etti. Çelik, şunları kaydetti:

"Ben bir politikacı olarak veya bir birey olarak, bir konudaki eleştirimi dile getiremez miyim? Düşünce özgürlüğü diyeceksiniz ama birisi şöyle de olmamalı veya şöyle olmalı dediği zaman ona linç uygulayacaksınız. Bu olabilecek bir şey mi? Bu demokratik bir tavır mı? Diyelim ki bir peçeli, bir çarşaflı gördüğü zaman onunla ilgili her şeyi söyleme hakkını kendinde buluyor. Ama ben aşırı delokte giyinmiş birisinin de yadırganabileceğini, bunun da doğru olmayabileceğini söylediğim zaman bana linç uygulanacak. Bu özgürlük mü, düşünce özgürlüğü mü, düşünce özgürlüğüne saygı mı bu? Bunun üzerinden, 'efendim türbanı serbest bıraktılar ama dekolteye şöyle diyorlar' Biz hiç kimsenin bugüne kadar kıyafetine, hayatını tanzim etme, düzenleme biçimine karışmadık, bugün de karışmayacağız. Ama ben bir birey olarak, bir politikacı olarak uçuk bir şey gördüğüm zaman veya uçlarda dolaşan bir şey gördüğüm zaman bunu eleştirme hakkını da kendimde buluyorum. Sol partiler, dediğim gibi diğerini eleştirdiği gibi benim de bunu eleştirme hakkım var. Ama bu kimseye müdahale ettiğimiz, baskı uyguladığımız anlamına gelmez. Kendileri televizyon ismi bulmuşlar, sunucu ismi bulmuşlar ve bunu tutup da afişe etmişlerse bu suç bana mı ait?"