Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Barutçu Tekstil’de çalışan 9 kadın işçi Öz İplik İş sendikasına üye olduktan sonra işten çıkarılmıştı. Kadın işçiler, işe iade edilme talebiyle fabrika önünde 112 gün boyunca eylemlerini sürdürüyor. 30 Ocak Pazartesi günü fabrika önüne giden kadın işçiler kapakları açık bırakılan amonyak yüklü tanklar nedeniyle ‘zehirlenme’ tehlikesi atlatmıştı. Uluslararası İş Güvenliği Yöneticisi Ahmet Tatar, sendika temsilcileri ve kadın işçilerle birlikte Öz İplik İş Sendikası Bursa Şubesi’nde yapılan basın açıklamasında olayın işçileri caydırmak amacıyla kasten yapıldığını anlattı.
‘Yoksulluğa Feminist İsyan’, 3 Şubat Cuma günü (dün) kadın işçileri fabrika önünde İstanbul’dan ziyarete gelmişti.
FABRİKA SAHİBİ OLAYI PENCEREDEN İZLEDİ
Kadın işçilerin ücret ayrımcılığına, mobbinge ve şiddete karşı sendikalaştıklarını belirten Öz İplik İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Serkan Açıcı, olayda kullanılan aracın kimyasal madde taşıma aracı olmadığını söyledi. Açıcı, fabrika sahibi Lütfü Barutçu’nun olayın gerçekleştiği zamanda odasının penceresinden izlediğini belirtti. Açıcı, konu hakkında soruşturma açıldığını fakat savcının henüz atanmadığını ekledi.
Uluslararası İş Güvenliği Yöneticisi Ahmet Tatar
‘FABRİKA CAYDIRICI BİR EYLEMDE BULUNUYOR’
Uluslararası İş Güvenliği Yöneticisi Ahmet Tatar, amonyak kimyasal maddesiyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Amonyak, düşük ısı değerinde bile patlayıcı özelliği olan maddedir. Sıvı olan madde açıldığı zaman atmosfere gaz halinde yayılır. Yayıldığı zaman çevresinde bir emniyet şeridi oluşturmak gerekir. Kapalı alanlarda daha tehlikeli olan bir gazdır.”
Amonyağın taşınması gerekli önlemlerin alınmadığına dikkati çeken Tatar, fabrikaya ait aracın fabrika alanı dışında, kapakları açık bir şekilde bırakılmasını bilinçli bir eylem olarak değerlendirdi: “Amonyak gazları koruyucu kaplarda taşınıyor ancak kapakları açık bırakılmış. Fabrikaya ait olan araç fabrika alanı dışında bırakılmış. Araç özellikle sendikanın ses aracının ön tarafına konulmuş. Ses aracı günlerdir orada sabit duruyor. Benim değerlendirmem fabrikanın burada bilinçli, caydırıcı bir davranışı olduğu.”
‘KİMYASAL MADDE ARACININ ETRAFINDA UYARICI İŞARET YOK’
Çevre Bakanlığı’nın Kimyasal Madde Taşıma Yönetmenliğine göre kimyasal maddelerin taşınmasında uyarıcı işaretlerin bulunması gerektiğini aktaran Tatar, “Bu kamyonette herhangi bir uyarıcı işaret yok. Taşımayı veya depolamayı yapacak olan kişilerin bu konuda eğitim almış olması lazım. Aracı taşımak isteyen kişi fabrikanın şoförü. Taşıması için özel kıyafet giymiş olması, taşımaya yönelik belgesinin olması gerekir. Kimyasal ürünün özelliklerinin belirtildiği, oluşturabileceği muhtemel tehlikelerin tanımlandığı malzeme güvenlik formunun oluşturulması gerekir” diye konuştu.
Bülent Balcı
‘BOYNUMDAN TUTUP YERE FIRLATILDIM’
Kadın işçilerden sonra 28 Ocak’ta işten çıkarılan Bülent Balcı, fabrikada gördüğü şiddeti anlattı. Bir yıldır fabrikada çalışan Balcı, çocuğunun rahatsızlandığı bir gün fabrikaya bir buçuk saat geç gideceğini vardiya şefine bildirmesine rağmen işe geldiğinde hakaretlerle ve fiziksel şiddetle karşılaştı. Balcı, “Daha dört aylık çalışandım. İki yanağımdan tutup yaklaşık bir buçuk metre yere fırlatıldım. Müdahale edersem işimden olurum diye karşılık veremedim. Başka bir gün 10 bin tane ürün yaptım, yanımdaki arkadaş 13 bin ürün yaptı diye ‘neden 13 bin ürün yapmadım’ diye bu sefer boynumdan tutup yere fırlattı” diye konuştu.
Balcı, ek mesailerin elden verilmesi nedeniyle işten çıkarıldığında aldığı tazminatın az olduğunu söyledi.
Ulaşmaya çalıştığımız Barutçu Tekstil yetkilileri, basının görüşme taleplerini reddetti.