KESK Bursa Şubeler Platformu, Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı önünde halktan, emekten yana bütçe talebiyle basın açıklamasında bulundu.
Açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:
"İşsizlerin sayısı 9 milyona ulaştı. Her 5 gençten biri, her 3 kadından biri işsiz.
Ülkeyi OECD ülkeleri içinde resmi enflasyonu en yüksek ülke durumuna getirdiler. Bugün enflasyon sırlamasında bizden sonra gelen ülkeyi tam (Macaristan) beşe katlıyoruz. Tüm dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde artmaya devam ediyor. OECD ortalaması yüzde 8 iken biz yüzde 72 ile bunun tam 9 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz.
Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Öyle ki bir bardak çay 10 TL, bir simit 10 TL. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 200 TL ediyor.
Açlık sınırı 16 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 49 bin TL’ye dayandı. 85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı,32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor.
Çünkü ülkede emeklilerin yarısı en düşük aylık olan 7 bin 500 TL’ye, çalışanların yarısı ise 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda.
4 kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise “ilave seyyanen ödenek” oyununa rağmen ancak yoksulluk sınırının yarısına ulaşıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor.
Dolayısıyla aldığımız ücretle-maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için borçlanıyoruz. Bu yüzden halkın kredi kartı borçları geçen yıla göre iki buçuk kat arttı. Bugün her 100 kişiden 12'si borcunu ödeyemediği için yasal takipte."
"Bütçeden aslan payı ne eğitime ne sağlığa gidecek"
"TBMM’de görüşülen bütçe kanun teklifi iktidarın “yeni” dediği ekonomik modelin bugün boğamıza sarılmaya çalışan elidir" denilen açıklamada, vergi yükünün emekçi sınıflara ve halka yıkılmak istendiği savunuldu. Açıklamada, şöyle devam etti:
"Merkez Bankası 10 gün önce 2024 için enflasyon tahminini yüzde 36’ya çıkardı. Milyonlarca kamu emekçisine 2024 yılı için hedeflenen enflasyon oranın 11 puan altında maaş artışı dayatıldı. Ama bütçe kanun teklifi ile toplanacak vergiler geçen yıla göre tam yüzde 132 artırılıyor.
ÖTV yüzde 175, büyük bölümü bizim maaşlarımızdan-ücretlerimizden kaynakta kesilen Gelir Vergisi yüzde 140, KDV yüzde 120, Damga Vergisi yüzde 160, Şans Oyunları Vergisi tam yüzde 320 artırılıyor.
Buna karşın, devlet toplayacağı her 100 TL verginin 25 TL’sinden vergi harcaması adı altında sermaye, patronlara getirdiği muafiyet ve istisnalarla vazgeçiyor.
Ayrıca 100 TL’lik kurumlar vergisinin 20 TL’si de Merkez Bankası, kamu bankaları ve TPAO, BOTAŞ, Elektrik Üretim A.Ş. gibi KİT’ler tarafından karşılanıyor.
Kısacası halk, çalışanlar vergi yükü altında ezilirken koca koca holdingler, şirketler, firmalar çalıştırdıkları asgari ücretli kadar dahi vergi ödemeyecek."
Toplanan her 100 TL'lik vergiden, 17 TL’sinin iktidarın yurt dışından ve içinden aldığı borçların sadece faiz ödemesine, 16 TL’sinin savunma ve güvenlik harcamalarına, 5 TL’si “teşvik” olarak büyük patronlara ve sermayeye, 3 TL’si hizmet alsak da almasak da müşteri garantili şehir hastanelerine, yol, köprü, havaalanı, tünel inşaatı müteahhitlerine gideceğinin belirtildiği açıklama, "Bütçeden aslan payı ne eğitime ne sağlığa gidecek. Çünkü aslan payı istisna, muafiyet, teşvik olarak sermayeye, patronlara gidecek. Ülkenin ekonomisini göz gören çökertenlerin yarattığı borçların faizine gidecek. Savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya gidecek. Toplanacak her 100 TL verginin sadece 120 kuruşu bağımlılıkla mücadeleye, 53 kuruşu ise kadının güçlendirilmesine ayrılıyor." denildi.
"Yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret istiyoruz"
Bütçenin 2 trilyon 652 milyar TL açık verdiğinin belirtildiği açıklamada, talepler şöyle sıralandı:
"Öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.
Vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz.
Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine, özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz.
Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını istiyoruz.
Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz.
Başta depremzedeler ve öğrenciler olmak üzere tüm dar gelirlilere kamusal, güvenli ve sağlıklı barınma olanaklarının sağlanmasını istiyoruz.
Eğitimin her kademesindeki çocuklarımız için 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek istiyoruz.
Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini istiyoruz.
İnsanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret istiyoruz.
Bütçeden engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi için ayrılan payın arttırılmasını, kamuda engelli istihdamının arttırılmasını istiyoruz.
Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için Temel Gelir Güvencesi istiyoruz."