MHP'li Demirel: Özgürlük adı altından mobbing yapılıyor

TBMM Genel Kurulu'na AK Partili 3 milletvekilinin başörtüsü ile katılmasının ardından Meclis kürsüsünden milletvekillerine hitap eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, "Kadınların hayatları mikroskop altına kondu, inceleniyor. Bugün TBMM'de 4 kadın üzerinden mobbing yapılıyor" dedi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaport.com

TBMM Genel Kurulu'na bugün AK Partili 3 kadın milletvekilinin başörtüsü ile katılmasının ardından Meclis kürsüsünden milletvekillerine hitap eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, "Kadınların hayatları mikroskop altına kondu, inceleniyor. Özellikle erkeklere sesleniyorum, hanımlarınız, kızlarınız var. Biraz empati gösterin. Nasıl giyindikleri kimsenin haddi değil. Bugün TBMM'de 4 kadın üzerinden mobbing yapılıyor" dedi.

MHP'li Ruhsar Demirel ise şunları söyledi:

''Özgürlük adı altında mobbing yapılıyor. Kadınların hayatları mikroskop altına kondu, inceleniyor. Özellikle erkeklere sesleniyorum, hanımlarınız, kızlarınız var. Biraz empati gösterin. Nasıl giyindikleri kimsenin haddi değil. Bugün TBMM'de 4 kadın üzerinden mobbing yapılıyor, bize de onlar üzerinden yapılıyor. Bu hareketleri tüm dünyadaki kadınlar üzerinden MHP'li kadınlar olarak reddediyoruz. 2008 yılında yasa teklifi verdik ve o gün iktidarda olanlar halen iktidardalar. Hayatın olağan akışı içindeki bu sorun çözülsün YÖK'ün ilgili 17'nci maddesi kaldırılsın dedik. O gün kalkmayan parmaklar, bugün kalkıyor. Bu parmaklar bugün bunun hesabını versin. Referandum, seçimler olduğu zaman kadınlar üzerinde siyaset yapmayın. Bizimle siyaset yapın. Tüm hanımefendiler bizim için değerlidir. Size gelen oylar, size gelen destek, başı açık kapalı kadınlardan geliyor.

Bugün 90 bin çocuk anne var bu ülkede. Bizler bu ülkenin ayrıcalıklı insanlarıyız. Biz burada memleketin sorunlarını çözmek için toplanıyoruz ama bir sorunun parçası oluyoruz. Bunlar hakkımız değildir, millet sorunları çözelim diye bizi yolluyor. Düşünelim, akıl süzgecinden geçirelim ve konuşalım. Rabbim bize kavga edin deseydi bize pençe verirdi. Bizler burada konuşmak ve aklımızla varız. Burada kadın olarak sizler kadın aklımız ve vicdanımızla görev yapmak ve hizmet vermek için duruyoruz.

2008'de MHP'nin verdiği teklifi reddedenler, 2011'de tekrar görmezden gelenler ve bugün aynısını yapanlar, hala özgürlük yok diyorlarsa vicdanlarına bir baksınlar. MHP, toplumdaki tansiyonun düşmesi açısından, kadınların giyimi konusu da dahil olarak her zaman çağrı yaptı. İnsanları inançları yüzünden yargılayamayız. Kadınların hayatlarını mikroskop altında incelermiş gibi, akvaryumda bakarmış gibi inceleyemezsiniz. Bunu yapamazsınız.

Mahremiyetine kadınların girmeyin. Kadın kaç çocuk doğuracak, nasıl doğuracak bunu tartışmazsınız. Konuşmalarınızdan da, mahremiyetimize girmemizden de rahatsızız. Anayasamızı hatırlatmak istiyoruz size. Bizim mahremiyet alanımız, sizin olduğu kadar bizim de alanımız. Eşleriniz, kızlarınız var. Bu tartışmaları yaparken onları hiç mi düşünmüyorsunuz? İnanç bir özgürlüktür. Özgürlükler geliştirmek devletlerin elindedir ama bugün devlet tersini yapmaktadır. Biz MHP olarak sadece kırmızı da geçmeyin değil, yeşilde geçin denmesini de istiyoruz. MHP açısından yaşanan süreç doğal bir süreçtir, ancak cinsiyet üzerinden yapılan, siyaset amaçlı bir hareketi reddediyorum.

Dinlediğim konuşmalardan memnuniyetimi belirtmek istiyorum. Türkiye'de ve bu coğrafyadan istediğimiz, bu demokatik ortamı yaratmaktır. Kendi istek ve iradeleriyle Hac dönüşü başlarını kapatan arkadaşlar bugün aramızdalar. Kadın erkek eşitliğinin sağlanması, temsil eşitliğinin sağlanması adına yapılması gereken birer hamleydi. Kadının siyaset malzemesi yapılması ilk günden beri reddettiğimiz bir konuydu. Eğer Türkiye'nin anayasanın da laik, sosyal, hukuk devleti olduğu yazıyorsa bu gösterilmeliydi.

Tüzükte ve uygulamada başörtüsü konusunda bir sorun yoktu ancak demokratikleşme sonucunda bu sıkıntı aşıldı. Bugünden sonra daha çok arkadaşımız Meclis'te ve diğer alanlarda benzer sıkıntıları aşacaktır. Kadınlar hep teferruat altında kaldı. Kadınların kılık kıyafet ve yaşam tarzları üzerinden hep siyaset yapıldı. Ancak bugünden itibaren kadın üzerinde siyasetin önüne geçeceğimizi umuyorum. Merve Kavakçı döneminde yaşanan sıkıntıları yaşamadık ve arkadaşlarımızla toplanarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kadınların hangi partiye dahil olduğu veya inançta olmasına rağmen siyasette yer alması, Türkiye'nin ileriye gitmesi açısından büyük önem taşıyor. İnşallah daha güzel günlerde bir arada olacağız. Siyasette, ticarette, eğitimde, kamu görevlerinde kadınların daha fazla görev almasını umuyoruz.''