Türkiye’nin en önemli kış sporları merkezi ve doğa koruma alanlarından biri olan Uludağ’ın 2 bin 100 hektarlık alanın Milli Park statüsünün kaldırılmasına ve bu bölümlerin Uludağ Alan Başkanlığı’na devredilmesine karşı DOĞADER, Bursa Barosu, Tarım Orkam-Sen, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu ve Türkiye Ormancılar Derneği, Uludağ Alan Başkanlığı’nın ofisinin de bulunduğu Odunluk’taki EFE TOWERS önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya CHP Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Prof. Dr. Kayıhan Pala, Orhan Sarıbal, İYİ Parti Bursa İl Başkanvekili İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Nevzat Kocakurt, Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, Bursa Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Eralp Atabek, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş da destek verdi.
Yapılan açıklamada, Uludağ Milli Parkı’nın statüsünün değiştirilmesinin doğal kaynakları ve ekosistemi ciddi bir tehdit altına sokacağı belirtildi.
Grup adına basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Fikret Gizir, şunları söyledi:
"Ülkemizin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmeler ve IUCN kriterleri açısından; Milli Parkın kaynak değerlerinin sürdürülebilir kullanımı ve gelecek nesillere aktarımı açısından alanın tamamının Milli Park statüsünde kalması gerekmektedir. Uludağ Milli Parkı’nın Alan Başkanlığına ayrılan kısmının Milli Park statüsünün kaldırıldığı bugünden itibaren, Milli Park’ın kaynak değerlerini oluşturulan endemik bitki ve hayvan çeşitliliği ve Bursa’nın yaklaşık yüzde 90 oranında içme suyunu karşılayan su kaynakları yeteri kadar korunamayacaktır. Alan Başkanlığının yönetiminde olan saha, büyük oranla Uludağ Milli Parkı Gelişme Planına göre Uludağ’a özgü endemik türleri ihtiva eden Mutlak Koruma Alanı sınırları içerisinde yer almaktadır. Mutlak Koruma Alanları, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve Yönetmeliği’ne göre bilimsel araştırmalar dışında hiçbir faaliyete izin verilemeyen ve insan etkisinin yasaklandığı alanlardır. Uludağ Milli Parkı’nda 1.200 Ha.’lık alanda Turizm merkezi ilan edilmesine yönelik üçüncü işlemin iptaline ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 06.06.2003 tarih kararının gerekçesinde; Uludağ Milli Parkı’nın bir ekosistem olarak ele alınıp bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, yapılan turizm merkezi ilanı ile parçalı bir yönetim planlamasının oluştuğu, bu ilan doğrultusunda yörede gerçekleştirilmesi düşünülen faaliyetler ile çevre ve doğada olumsuz etkilere sebebiyet verilebileceği belirtilmektedir. Alan Başkanlığının kurulması ile benzer gerekçe ile bu işlem de iptal edilebilecektir. 2006 yılında Uludağ Milli Parkı I. Gelişim Bölgesi sınır dışına çıkarılmış olup, bu işleme Danıştay 10. dairesince yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Alan Başkanlığıyla beraber benzer şekilde bu işlem de iptal edilebilecektir. Alan Başkanlığı neoliberal politikaların, yani kamunun özelleştirilmesinin Ormancılık alanına tezahürüdür. Uludağ Milli Parkı sınırları içerisinde verilen turizm izinleri ve yapılan turizm kiralamalarına konu tesis gelirleri tabiat ve biyolojik çeşitliğinin korunması ile ziyaretçilerin temel ihtiyacına yönelik korunan alanların alt ve üst yapı tesislerinin finansmanında kullanılmaktayken ve kamu yararı gözetilirken yeni politikalarla sermayenin tesisleşmesine ve bu tesislerden de parası olanın faydalanacağı bir düzene geçilecektir. Belirlenen alan Milli Park statüsüyle koruma işlemleri meri mevzuat gereği Orman Muhafaza Memurları vasıtasıyla yapılmaktaydı. Alan Başkanlığı statüsüyle koruma işlemlerinin kimler vasıtasıyla yapılacağına dair bir yasal düzenleme olmamasından Alanın korunma işlemleri sekteye uğrayabilecektir. Uludağ Milli Parkı yönetimine ilişkin gerek Orman Genel Müdürlüğü gerekse Uludağ Milli Park Müdürlüğünde koruma ve yönetime ilişkin bilgi ve birikim ile bu kapsamda bir kamusal hafıza bulunmaktadır. Alan Başkanlığı kurulması durumunda, bu bilgi ve birikimin oluşacağı süreye kadar alanın korunması ve yönetimine dair iş ve işlemler aksayabilecektir."
Uludağ Milli Parkının Alan Başkanlığı’nın kurulmasıyla; doğal kaynakların korumasız kalacağını ve zaten hassas olan ekosistemin tamamen yok olacağını belirten Gizir, "Su kaynaklarının zarar göreceği, Bursa Tarımının ve yerleşim alanlarının Uludağ’dan gelebilecek sellere maruz kalabileceğini öngörmekteyiz. Uludağ Alan Başkanlığı Kanunu gerekçe gösterilerek alan sınırlarının Milli Park statüsünden çıkarılması, diğer alanlarında Alan Başkanlığına devri ve ardından Milli Park alanının daha da daraltılmasına ve hatta sonlandırılmasına neden olacağı kaygısını taşımaktayız" sözleriyle konuşmasını tamamladı.