Ankara'da 24 Ocak 1993 Pazar günü, arabasına konulan C-4 tipi plastik patlayıcının patlatılması sonucu hayatını kaybeden Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin (ÇGD) düzenlediği yürüyüş ve basın açıklaması ile Bursa’da anıldı.
Setbaşı'ndaki Şehir Kütüphanesi önünde başlayan anma programına gazetecilerin yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selçuk Türkoğlu, Bursa Baro Başkanı Av. Metin Öztosun, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, CHP Osmangazi Belediye Başkan Adayı Erkan Aydın, İYİ Parti Osmangazi Belediye Başkan Adayı Orkun Özeller, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, STK temsilcileri ve çok sayısa basın emekçisi katıldı.
Törende ilk konuşmayı yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi Başkanı Yüksel Baysal, 1993 yılının Türkiye tarihinde çok sayıda faili meçhul cinayetin işlendiği karanlık bir yıl olduğunu belirtti. Yüksel Baysal, "Çiller başbakan olmuş, ardından Mehmet Ağar Emniyet Genel Müdürü yapılmıştı. Cinayetten 1 yıl sonra 14 Ocak 1994 tarihinde Adalet Bakanlığı’na cinayetle ilgili dilekçe veren Güldal Mumcu, dönemin soruşturma savcısı Ülkü Coşkun’un, ‘Bu olayı devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse bu olayı çözer’ sözlerini anımsatmıştı. Dönemin DGM Savcısı Ülkü Coşkun, bunun ardından görevden alınıp düz hakim yapılmıştı" dedi.
"Ne tesadüftür ki yerine gelen savcı Kemal Ayhan da 26 Haziran 1994’de evinde ölü bulunmuştu." diyen Baysal, şunları söyledi:
"Dönemin DGM Başsavcısı Nusret Demiral, Kemal Ayhan’ın evinde ölü bulunmasına ilişkin bir otopsi bile yaptırmamıştı. Muammer Aksoy’un öldürülmesinin ardından Uğur Mumcu, ‘Devletin görevi bu gibi cinayetlerin kanıtlarını bulmak değil midir? Devlet, islami hareket adına uçlarına susturucu takılmış silahla cinayet işleyen çetelere karşı bu kadar çaresiz midir? Yoksa devlet dediğimiz şu büyük aygıta takılan başka susturucular var da biz mi susturucuları bilmiyoruz’ demişti. İşte o başka susturucular Uğur Mumcu’yu da susturdular."
Mumcu'nun 31. ölüm yıldönümüne ilişkin basın açıklamasını okuyan ÇGD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Taşdemir, "Tam bağımsız Türkiye şiarıyla yazan, yazdıkça devleşen, devleştikçe yurdun dört bir yanına aydınlık yarınların tohumlarını saçan gazeteci- yazar Uğur Mumcu’yu 31. katlediliş yıldönümünde anmak üzere bir kez daha Heykeldeyiz." dedi.
“YÜZLERCE UĞUR MUMCU YETİŞİYOR”
Taşdemir, şöyle devam etti:
"Karanlığa inat karanfillerimiz ile bir kez daha toplandık. İçimizdeki alev alev yangın ile bir kez daha toplandık. Ölüm adın kalleş olsun çığlıkları ile bir kez daha toplandık. Tüm isyanların birleşip doruk noktasına ulaştığı bir 24 Ocak’ta daha aydınlık yarınlara dair umudumuzu dimdik ayakta tutarak, onurumuzla gururumuzla bir kez daha toplandık. Ankara’nın ortasında Uğur Mumcu’yu bombaladılar. Sonrasında Onat Kutlar, Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı Hocayı’da katlettiler. Hrant Dink, Agos’un önünde vuruldu. Ve son olarak meslektaşımız Nuh Köklü’yü öldürdüler İstanbul’un tam ortasında. 79 meslektaşımızın canını aldılar. Gerçek gazetecilik onurunu yaşarken katledilenlere bin selam olsun.
“UĞUR MUMCULARIN KALEMİ YERE DÜŞMEYECEK”
31 yıl önce bugün Uğur Mumcu’yu katleden karanlık odaklar ve o odaklara göz yumanlar çok profesyonel bir katliama imza atmış olabilirler. Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en donanımlı ve gerçek gazetecilerinden birini bombalayanlar bilmelidir ki; Mumcu’nun ardından kurulan Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfından bugün yüzlerce Uğur Mumcu yetişmektedir. Mumcu’nun katili olan sistemin domino taşları ve uzantıları bilmelidir ki; Onurlu, şahsiyetli, haysiyetli, önce bilgi ardından fikir sahibi her gazetecinin kalemi ayrı bir Uğur Mumcu olarak sonsuza dek var olacaktır. O gün doğan çocuklar şimdi 31 yaşında… tam 31 yıl, Ocak’tı, 24’üydü, karlıydı hava. Ankara’nın Karlı Sokağı o gün, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en büyük aydınlarından birine ölüm sokağı oldu. Karlı sokak lanetlendi… 06 YR 245 plakalı Mavi Renault’tan geriye kalan sadece bir enkazdı. Öyle bir ışıktı ki sonsuzluğa yitip giden, mavi Renault enkazından yayılan büyük bir aydınlık oldu… Çöpçülerin süpürgelerine inat… Sessiz bir isyan şimdi yüreklerdeki burukluk. Dudak kıpırdatmadan atılan coşkulu bir slogan belki de. Zamansız ölüme kin, zamansız gidişe nefret ve haykırış, ölüm adın kalleş olsun. Uğur Mumcu’da Uğur Mumcu Gazeteciliği de ölümsüzdür. Mesleğimize yönelik saldırıları Uğur Mumcu gibi inadına gazetecilik yaparak aşacağız. Uğur Mumcuların kalemi hiçbir zaman yere düşmeyecek. Uğur Mumcu’yu özlem ve saygı ile anıyor, temsil ettiği meslek değerlerini her ne olursa olsun savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Bir kez daha, Saygı ve hasretle” ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasının ardından Heykel'e yürüyen grup Atatürk Anıtı'na çelenk bırakarak saygı duruşunda bulundu. (enbursa.com)