Habertürk'ten Ceyhun İrgil'le özür gibi röportaj

Meme kanseri konusunda yaptığı çalışmalarla ülke çapında adından söz ettiren Op. Dr. Ceyhun İrgil'in meme kanserini anlatırken kullandığı esprili dili 'zırva' diye manşete taşıyan Habertürk Gazetesi, İrgil'le geniş bir röportaja yer vererek İrgil'in haklılığını teslim etti.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaport.com

Ceyhun İrgil'in Balıkesir'de katıldığı 'meme kanserindeki yeni gelişmeler' konulu panelde dile getirdiği görüşlerine "zırvalık" diyen Habertürk Gazetesi bir hafta sonra bu kez Ceyhun İrgil'i ana sayfadan "hayata doğru bakan biri" diye verdi.

Habertürk Gazetesi İstanbul'dan Rahşan Gülşan'ı Bursa'ya göndererek, Uzman Doktor Ceyhun İrgil'le, İrgil'in eşi Doç. Dr. Emel İrgil'in de katıldığı geniş bir röportaj yaptı. Röportaj bir anlamda "kusura bakmayın" diye tanımlanacak bir düzeltme röportajı oldu.

Röportajda; katıldığı konferanslarda ilgiyi canlı tutmak için stand-up tarzında bir yol izlediğini aktaran İrgil, asparagas gazeteciliği örneklendirmek için anlatılan Papa'nın ilk kez geldiği New York'a ilişkin meşhur fıkrayı paylaştı:

"Papa ilk kez New York'a gelir. Kendisine bir gazeteci tarafından sorulan ilk soru şu olur: 'New York'un her yerinde genelevler olması konusunda ne düşünüyorsunuz?' Papa hayretle cevap verir; 'New York'ta genelev mi var?' Ertesi gün gazetenin manşeti şöyledir: 'Papa'nın ilk sorusu: New York'ta genelev var mı?' Bu aynı zamanda alıntı sahtekarlığının da tipik bir örneğidir."

İşte Rahşan Gülşan'ın röportajından bölümler

Geçen hafta gazetemize manşet olan Opr. Dr. Ceyhun İrgil'in kadınların memeleriyle ilgili saptamaları çok tartışıldı. Çok sert eleştirdim sözlerini. Doktoru, Cüneyt Özdemir'in programında izleyince kendisine de söz hakkı vermek istedim. Çünkü hayata pek de oradan bakacak birine benzemiyordu. Atladım otomobile koştum Bursa'ya. Doktor beyin eşi Doç. Dr. Emel İrgil'le birlikte sohbet ettik. Ve şimdi söz Dr. Ceyhun İrgil'de

''Önce ben olayı anlatayım da bilin. Balıkesir'de plastik cerrahi hocası Doç. Dr. Betül Göze Ulusal, "Kadınları bilinçlendirme ve destek toplantısı yapacağız, destek verir misiniz?" dedi. Kendisi meme rekonstrüksüyonu yapan bir hoca. Ancak plastik cerrahlar meme kanseri tedavisi yapmadığı için birinin toplantıda önce meme kanserini anlatması lazım. Ben de kabul ettim, çünkü gönüllü olarak her türlü toplantıya gidiyorum. 25 yıllık doktorum ve 20 yıldır da meme kanseri üzerine çalışıyorum. 'Kanser amansız hastalık, kötü' filan diye anlatılıyor ya o yüzden biraz güleç bir tonda başlangıç yapıyorum. Hatta bis yaptıkları da olmuştur. Her zaman stand-up tarzında dinleyenleri güldürecek bir tonda anlatıyorum. ''

- İlgiyi canlı tutmak için herhalde

Evet, sonuçta anlattığınız konu kanser. İnsanlar uyuyakalıyor dinlerken. Bu tarzım yüzünden de çok çağrılırım ben. Bakın önüm dolu, 1 Aralık'ta CHP Kadın Kolları çağırmış, Oyak-Renault Kasım ayında rica etmiş. Porgramım dolu. Çünkü herkes birbirine bahsediyor hoca acayip güzel konuşuyor diye. Hatta o haber olan toplantı bitti, Anneler Derneği yetkilileri bir ay sonra tekrar gel diye rica ettiler.  Düşünün o yüz kişi tepki göstermiyor doğru anlıyor ama sizler...

- Peki doktor bey arkadaşımız yalan yanlış mı yazmış yani?

Hayır, yalan yanlış değil. Algı yanlış. Zaten ertesi gün ben bunları demedim filan demedim. Ben sözümün arkasındaydım. Sözlerimin hepsinin arkasındayım! Sizin yazınızdan da çok alındım.

- Neden üzüldüğümü söyleyeyim; kadın memelerinin sadece süt vermek için yaratılmış bir organ gibi gösterilmesi çok can sıkıcı. Kadın hakları ne durumda biliyorsunuz. 

- Bravo. Ben de zaten tam tersini anlattım. Bakar mısınız.

KORKUYA KARŞI ESPRİ 

Bu noktada Ceyhun Bey'in eşi devreye giriyor: "Devamını anlatırsan, yine yarım kaldı..."

- Ha evet... Şimdi teknikten kaynaklanıyor. Sunarken başka oluyor yazıya geçince farklı görünüyor. Sunuşta önce memenin anatomisini filan anlatıyoruz. Şunları gösterdim, şu alınmış meme fotoğrafı çıkınca (Hastadan çıkarılmış meme yağ dokusu fotoğrafı) salonda herkesten "aaa" nidaları yükseldi. Dedim ki bakın bu çok komik, "Siz ne zannediyorsunuz, siz bunun dışını görüyorsunuz." Dışıyla konuşmuyoruz. Siz bütün yazar çizer dışını konuşuyorsunuz. Ama biz içini konuşuyoruz. Memenin içinde olan biziz. 

- Ben, Hülya Avşar 'mamografi sonrası memelerim sündü' dediğinde de eleştirmiştim. Kimsenin kadınları korkutmaya hakkı yok.

Zaten biz korkutmamak için böyle espriler anlatıyoruz. Bunlar önemli değil, bu sadece bir yağ dokusundan ibarettir korkmayın diyoruz. Ama biz normal memeyi değil kanseri konuşuyoruz. Bu kuyruk yağı buradan çıktı. Sonra bu vakalar geldi. (Memesi korkunç deforme olmuş yaşlı bir kadın fotoğrafı gösteriyor) Mesela bu hasta kocası ameliyata izin vermediği için bu hale geldi. Diyarbakırlı bir aile. Başlangıçta bir santim tümör bulmuştuk. O gün o toplantıda beni dinlemiş olsaydın o kadar farklı bir şey yazardın ki. Kocasını ikna edemedim. Gitti bir de üzerine gebe kaldı. Bu halde geri geldi. Ben o toplantıda şunu söyledim. "Bu adamlar kazma. Kadınların ölümüne çoğunlukla onlar neden oluyor." Çünkü kadınlar meme kanseri konusunda daha bilinçli. Her sabah bir kadın programında bu konular konuşuluyor. Erkeklerin hiç haberi yok. Erkeklerin bakışı tamamen cinsel.

HABERTÜRK'TEKİ RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN