Sivas davasında bazı sanıkların yıllardır yakalanamamasından dolayı zaman aşımının gündemde olduğunu kaleme alan Yılmaz Özdil, kırmızı bültenle aranan sanıkların durumunu Aziz Yıldırım'ın takibiyle karşılaştırdı.
Aranan Sivas sanıklarının ehliyet alıp, işe başvurup, askere gittiklerini yazan Yılmaz Özdil, buna rağmen yakalanmamış olmalarını ironik bir dille kaleme aldı.
Aynı Sivas'ta devletin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı otelde oturuşuna kadar takip ettiğini aktaran Özdil, herşeyin saniye saniye takip edildiğini yazdı.
İşte Yılmaz Özdil'in o yazısı:
Sivas...Spor
Sivas'ta insanları yaktı. Kırmızı bültenle aranıyor.
Kırmızı bültenle aranırken... Belediyeye başvurdu. Nikâhını kıydılar. TSK'ya başvurdu. Askere aldılar. Polise başvurdu. Ehliyet verdiler. Devlete başvurdu. Sigortalı işe soktular. İstanbul Belediyesi'ne başvurdu. Metroya gişe memuru yaptılar.
Aynı Sivas'ta...
Aziz Yıldırım şu şu numaralı cep telefonundan, Mecnun Odyakmaz'ın şu şu numaralı cep telefonuna, saat 14.57'de ne dedi? Büyük Otel'in lobisinde tokalaşıp, asansörlerin karşısındaki koltuklarda oturanlar kim? Müsait pozisyonda kafayla gol atabilecekken, atmayan futbolcunun eşi hangi saatte doğum yaptı? Fenerbahçe otobüsü 20.29'da, dikkatinizi çekerim, yaklaşık bi saat değil, 20'yi tam 29 geçe nereye geldi? Camları füme Mercedes minibüse, kimler, kaçta bindi, nereye gitti? Siyah spor çantayı sağ elinde taşıyan kim? Bir menajerin şu şu numaralı cep telefonu saat 23.06'da Kocaeli Sefa Sirmen Tesisleri'nden sinyal verirken, Sivas Nuri Demirağ Havalimanı'ndan şu şu plakalı beyaz Megane'la ayrılıp, Erzincan yolu üzerindeki Peugeot bayiinde duran, ikinci kata çıkıp, şu şu numaralı cep telefonuyla konuştuktan sonra, şu şu plakalı siyah renkli Honda'ya binerek, Sivasspor tesislerine giden öbür menajer... Hepsi fotoğraflanmış. Hepsi dinlenmiş. Nefes alıp vermeleri bile izlenmiş. Hatta, Bülent Uygun'un fazla tereyağlı yediği için kilo aldığı detayı bile var.
Kırmızı bültenle aranan adam, belediyenin, askerin, polisin, devletin gözü önünde, nikâh kıyıp, askere gidip, ehliyet alıp, işe sokulup, İstanbul metrosunda gişe memuru yapılırken...
Aynı İstanbul'da...
Saat 13.15'te İnönü Caddesi'ndeki Burger King'den yaya olarak çıkan menajer... Kavacık'taki Migros'a giden İlhan Ekşioğlu... Dereağzı Tesisleri'nde bulunan Cemil Turan... Çiftehavuzlar'daki Saray Muhallebicisi'ne giren öbür menajer... Saat 13.20'de Beşiktaş Nispetiye Caddesi'ndeki Home Store'den 14.14'te kalkıp, şu şu plakalı mavi BMW'ye binip, 15.10'da İstinye Park'ın otoparkına gelip, Masa restoranda yemek yiyen, 17.10'da kalkıp, Etiler'e gelen, Ahular Sokak'taki pasaja girip, 17.40'ta çıkarak, Nispetiye Caddesi'ndeki Big Chefs restorana oturan Sivasspor kalecisi... Sağ kolu ile göğsü arasında, Güllüoğlu yazılı beyaz renkli naylon poşet taşıyan yöneticiyle, sol kolu ile göğsü arasında bükülmüş vaziyette içi boş yeşil renkli karton çanta bulunan menajerin, Söğütlüçeşme Altıyol'da boğa heykelinin önünden şu şu plakalı ticari taksiyi çevirerek, Kuşdili Caddesi üzerinden Şükrü Saracoğlu Stadı'nda gitmeleri... Recep Peker Caddesi Kördere Sokak'taki kırmızı ışıkta bekleyen siyah Mercedes'in yeşil ışık yanınca sağa dönmesi... Bambi Cafe'ye kim oturdu, Kia Sorento'nun rengi ne, Mini Cooper'in ikinci el fiyatı, Sinan Engin'le Akmerkez'de ayaküstü konuşanlar, Midpoint'te ne yendi, uçak biletlerinin, banka hesaplarının numaraları, Range Rover nereye park edildi, benzini nereden aldılar, Papermoon'da ne içildi, Bağdat Caddesi'nin Suadiye baz istasyonundan kimin cep telefonu sinyal verdi, Fenerium'a kim girdi, ne zaman çıktı?
Saniye saniye... Takip edildi. Fotoğraflandı. Dinlendi. Kaydedildi. Enselendi.
Hâlâ deniyor ki, zamanaşımının eli kulağında, Madımak katilleri niye yakalanmıyor?
Aleviler takım kurup, Süperlig'e yükselmediyse, hükümetimiz n'aapsın kardeşim!