CHP'de Kılıçdaroğlu dönemi bitti, yeni Genel Başkan Özgür Özel

CHP'de 13 yıllık Kılıçdaroğlu dönemi sona erdi. Sonuçlar açıklanmadan salondan ayrılarak evine giden Kılıçdaroğlu, sosyal medyadan veda ederek Özgür Özel'i kutladı

Haber Giriş Tarihi: 05.11.2023 10:19
Haber Güncellenme Tarihi: 05.11.2023 10:19
https://www.bursaport.com

CHP 38. Olağan Kurultayı'nda delegeler yeni genel başkanı ve yeni parti yönetimini seçti. Özgür Özel, ikinci turda 812 oy alarak genel başkan olurken Kemal Kılıçdaroğlu ise 536 oy aldı.

Özgür Özel, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisi CHP'nin Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sonra 8. Genel Başkanı oldu.

Seçimin ilk turunda Özel 682 oy alarak Kılıçdaroğlu'nu geçerken, Kılıçdaroğlu ise 664 oy aldı. 18 oy geçersiz ve 2 oy ise boş olarak sayıldı. CHP tarihinde ilk olan bu durumun ardından; gece saatinde seçimlerin ikinci turu için oy kullanma işlemi başladı. Kılıçdaroğlu, oyunu kullandı. 

Saat 2.30'da biten oy verme işleminde 10 dakika sonra Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin yeni Genel Başkanı’nı açıkladı. Özel, 812 oy alarak genel başkan oldu.

Kılıçdaroğlu 2. tur sonucunu beklemeden evine gitti

Kılıçdaroğlu ise ikinci tur sonuçlanmadan oyunu verip salondan ayrıldı. Evine giden Kılıçdaroğlu, seçim sonucunun ardından vedasını da sosyal medya üzerinden yaptı.

Özel'in genel başkanlığını X hesabından tebrik eden Kılıçdaroğlu, "Büyük Önderimiz Atatürk’ün emanetini, bugüne kadar onurla taşıdım. Ve bugün, kurultay delegelerimizin verdiği kararla, Genel Başkanlık görevine veda ediyorum. Bugüne kadar mücadelemize omuz veren herkese teşekkür ederim. Genel Başkanlık görevine seçilen yeni Genel Başkanımız Özgür Özel’i kutluyor, başarılar diliyorum" dedi.

Özgür Özel: Bu görev Türkiye'nin ikinci yüzyılında CHP'yi yeniden iktidar yapma görevidir

Oylama başlamadan önce Özgür Özel, kurultayda yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

"Memleketimin dört bir yanında 6 ok bayrağını sallayanlara selam olsun. İzmir'de Agrobay'da direnen kadın işçilere, Sputnik'te direnen gazetecilere, Silivri'de, Bakırköy'de hepimizin yerine yatan Can Atalay'a, Tolga Şardan'a, Osman Kavala'ya, Çiğdem Mater'e, Selçuk Mızraklı'ya, Selahattin Demirtaş'a selam olsun. 

Bugün buraya dalları ülkemizin her köşesini saran, yaprakları her bir insanımıza umut olan ulu çınarımızın gölgesine geldik. Biriz, hep beraberiz. Gençlerin kaygılarını, korkularını, yükünü sırtlarında taşıyanlarız. 1 Mart tezkeresinde ABD'ye verdiği sözü tutmak için BOP eş başkanının gelip de Meclis'e dayattığı, 1 Mart tarihinde o olmasaydı; 1 milyon Amerikan postalının ayak basacağı Baykal'ın partisiyiz. 'Vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyet'i ilelebet payidar kalacaktır' diyen Atatürk'ün partisiyiz. 

Partilerin iki yılda bir toplanıp Siyasi Partiler Kanunu'nun 14. maddesini yerine getirdikleri bir zorunluluk mudur? Mevcut liderlerin devamını tasdik ettikleri bir birliktelik midir? Başka partiler için böyle olabilir ancak CHP için böyle olmadı, olmayacaktır.

Burada bize ve kendinize bir görev vereceksiniz. Bu görev Türkiye'nin ikinci yüzyılında CHP'yi yeniden iktidar yapma görevidir.

Sevilen, gönülden bağlı olunan, Atatürk'ün silah arkadaşı İsmet İnönü'nün vefalı vedasından alınacak dersler var. İnönü'nün dahi karşısında duran iradeden öğrenecek çok şeyimiz var. Partimiz 1971'den bu yana ağız tadıyla iktidar olamadı. İyi niyetli çabalara rağmen 44 yıldır bunu başarmayı beceremedik. Bugün 38. kurultaydayız ama aslında ikinci yüzyılın ilk kurultayındayız. Ben sizde kuruluş iradesinin sahibi delegelerin ruhunu görüyorum. 72 Kongresi'nin inancını görüyorum. Sahaya baktığımda sizlerin gözlerinin içine baktığımda parti tarihini bilen, her biri tertemiz, sosyal demokrasiyi benimsemiş, pırıl pırıl partilileri, gençleri görüyorum. 44 yıldır delegelerimizin verdiği görevi yerine getiremediğimizden hem partimiz hem ülkemiz ağır bedeller ödedi. CHP iktidar olmadıkça sağ partiler ülkeyi yönetti. Ülkeyi yoksullaştırdı. Kimlikler arası gerilimlerle ülkeyi kutuplaştırdı. Bunun sonucunda bizden daha geri kalmış ülkeler yanımızdan geçerek gittiler. Biz yoksullaştık, otoriterleştik. Değişimi başaramadığımız için demokratik dünyadan uzaklaşmış bir ülkeyle ikinci yüzyıla giriyoruz.

Hesabı ne Kemal Bey ne Özel ödüyor. Hesabı dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığı halde dünyanın başka ülkelerinde hayal kuran gençlerimiz ödüyor. Hesabı kredi borcunu ödeyemeyen esnaflar, yoksullar fakirleşerek ödüyorlar. yeterli beslenemeyen, barınamayan üniversite öğrencileri ödüyor. Hesabı, adaletten yoksun sebeplerle cezaevine atılan gazeteciler, siyasetçiler ödüyor. Madenlerde hayatını kaybeden emekçilerimiz, tren kazaların yitip giden evlatlarımız, depremlerde güvenli olmayan konutlarda ölen yurttaşlarımız, kadın cinayetlerine kurban giden kadınlar CHP'nin iktidarda olmamasının bedelini canlarıyla ödüyor.

Uluslararası ilişkiler bir devlet politikası olmaktan çıktı. Kişisel hesapların yönetildiği bir alana dönüştü. Bu şahsi kararlar ayrıca ülkemizi bir sığınmacı deposuna dönüştürerek, komşumuzun içişlerine karışan ve 4.5 milyon mülteciyi Türkiye'ye getirecek bir süreci tetikledi. Bakın, Orta Doğu yine ateş çemberi. Bir terör örgütü olan Hamas'ın yaptığı katliam, İsrail'in devlet terörüne dönüştü. Biz, CHP olarak terörün her türlüsüne karşıyız, lanetliyoruz.

Biz yaş, mevki olarak sıkıntıları göğüslemek zorundayız. Ancak Sayın Genel Başkanımızın kullandığı bir ifade onlarca mikrofona, kameraya dönüştü. 'Bir hançerden bahsetti, sizinle mi ilgili' dediler. Hiç üstüme almadım. CHP'de hançer yok, hançerleyecek kimse de yok. Bizim partide kılıç da olmaz. Seçimlere iki gün kala sizin atadığınız önce Atatürk'e sonra da son genel başkanımız size olmadık laflar söyleyen, bir arkadaşıma sordum dediğiniz kişi Hasan Cengiz çıktı. Bu kişi Sayın Genel Başkanımıza bir kılıç getirmiş. Üstüne de 'Değişimciler için kılıçlar çekildi' diye paylaşmış. Lafım Sayın Genel Başkana olamaz. CHP'de danışman olan, profil fotoğrafında Erdoğan olan, değişimcilere kılıç çekenin alnını karışlarım."

Ecevit ve arkadaşlarının yaptığı zor bir şey değildi. Dünyayı gördüler, esen sol rüzgarların ne manya geldiğini gördüler, Türkiye'deki siyasi kümelenmeyi doğru tespit ettiler. Onları gayri milli diye suçlayanlara laf yetiştirmeye uğraşmadılar. Enine kesen bir siyaset yaptılar. Boyu erdoğan'a daha yakın onun gibi daha sert konuşabilecek, ona laf yetiştirecek bir lider seçmeyi önermiyorum. Onu arkada bırakacak bir lider seçmenizi öneriyorum. nasıl? Şöyle; onun işi kolay. O kesip, bölüyor. O sağcı, solcu, Türk, Kürt der. AKP'nin de MHP'nin de HEDEP'in de CHP'nin de yoksuluna dokunabilirsen; işte Erdoğan'ın kesip attığı tarafta emin ol iktidar var. Halkın iktidarı var.

Size saygısızlık yapmadım, yapmam. Adalet yürüyüşünde Özel vardı, anons yapıyordu. Ağbaba vardı, kortej açıyordu. Bütün arkadaşlar oradaydı. Çubuk'ta Murat Emir yanıbaşınızdaydı. Saygısızlık için değil ama bu yükü de sırtımıza vurmayın. 39 milletvekili verilirken biz yoktuk, Oğuz Kaan Salıcı vardı yanınızda. Gizli protokol yapılırken biz yoktuk. Danışmanınız vardı. Elbette hatamız olmuştur. arkadaşlarım diyor ki; 'Değişim bizden başlayacak hiçbir görev almayacağız.' Benim listelerimde bir tane partide görev almış arkadaş olmayacak; gençler olacak, söz veriyoruz."

"Genel başkan adayını konuşturmazsanız; Kemal Bey bir şeyi eksik yaptı sanarlar"

Özel, kendisi konuşurken slogan atan ve yuhlayanlara, "Gençler, şu duruma düşürmeyin. Siz genel başkan adayını konuşturmazsanız sanırlar ki Kemal Bey bir şeyi eksik yaptı da siz kapatıyorsunuz" diyerek cevap verdi.  

Genel başkan olması halinde üç hafta sonra tüzüğü değiştireceğini açıklayan Özel, "Esas tüzüğü yerel seçimlerden sonra düşüne taşına, dünyadaki iyi örneklerine bakarak, bir daha aşındırılmayacak hale getirerek yapacağım" dedi. 

Kılıçdaroğlu: Keşke burada anlattıklarını uzun süredir beraber çalışırken yüzüme söyleseydin

Özel'den söz alan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşma yaptı:

"Uzun yıllardır beraber çalışıyoruz. Eğer uzun yıllardır beraber çalışıyorsak ve CHP'nin bir dış politika danışma kurulu olduğunu bilmiyorsa arkadaşımız ve o politika kurulunda iki genel başkanın da yer aldığını bilmiyorsa oraya bir soru işareti koymak zorundayım. 

Eleştiriye açığım. Benim kadar eleştiriye açık olan kimse yoktur. Parti Meclisi'nde beni eleştirenin sözünü kesmem dinlerim. Keşke burada anlattıklarını uzun süredir beraber çalışırken yüzüme söyleseydin. Hala benim Amerika'ya, İngiltere'ye gittiğimi arkadaşım öğrenmediyse, Türkiye'ye teknoloji getireceğimizden haberi olmayan biri varsa ve partimde görev yapıyorsa beni dinlemiyor demektir. Hala burada kısır bir politik tartışma dönüyorsa; o arkadaşlar Türkiye'yi değiştiremezler.

Siz eğer yüksek yetenek inşası kavramını dahi bilmiyorsanız CHP'yi tanımıyorsunuz demektir. Örgütlere gönderilen para... Tüzükte yüzde 40 diyor zaten. Peki, yüzde 40 göndermediysek; mali rapora neden el kaldırıp 'evet' dediniz? Bütün hesaplar denetlenir. Sayıştay, AYM tarafından denetlenir. Eleştiriye eyvallah ama kendi içinde tutarlı olması lazım."

Kurultayda oy kullanma işlemi sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu oylarını kullandı.  

Oy kullanma işlemi sona erdi. Salonda Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler slogan atıyor. 

Ali Mahir Başarır: Kemal Bey çekilirse onu burada hep beraber omzumuzda taşırız

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kurultayda basına verdiği demeçte, "Kılıçdaroğlu çekilirse delegeler onu omuzlarında taşır" ifadelerini kullandı.

Başarır, "Seçim kurulu bazı itirazlar var ona bakacak. İkinci tura kalsa zaten bu fark kapanacak. Hayırlı olsun diyorum. Kemal Bey çekilirse onu burada hep beraber omzumuzda taşırız. Bülent Ecevit gibi, İsmet İnönü gibi kendisi de ömür boyu omuzlarımızda olacaktır" dedi.