Demirtaş: 'Gücün gazeteciye ve çocuğa yetiyor'

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Uludere'de 34 kişinin öldüğü bombardımanın üzerinden 3 ay geçtiğini hala emri verenin kim olduğunun bulunmadığına dikkat çekerek, "Pozantı'yı açığa çıkaran gazeteciyi, o olayları yaşayan çocuğu tutuklamaya gücün yetiyor ama emir komuta zinciri içinde olmuş bir katliama gücün yetmiyor öyle mi?" dedi. Eğitimde 4+4+4 sistemini eleştiren Demirtaş anadilde eğitimin vazgeçilmez bir hak olduğunu belirterek, Kürtlerin seçmeli dersi kabul etmeyeceğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaport.com

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Esenyurt'ta 11 işçinin hayatını kaybettiği olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek her hafta grup toplantılarını bir işçi katliamıyla açtıklarını söyledi.

Türkiye'nin kaderinin artık bununla ölçülmemesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, iş ve işçi güvenliği konularında hükümetin kendisini sarsması, yasama ve yürütmenin hemen harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Yüzlerce Euroluk yatırım yapan hükümetin sırf işverenler ürkmesin diye iş güvenliğinden taviz verdiğini belirten Demirtaş, "Ama bir çadırın içinde yanarak öldüğünüzde değeriniz cebinizde olan bozukluklar oluyor. Başbakan bu konuda iki cümle laf edemiyorsa bu Türkiye'nin utancıdır" dedi.

EZİLENLERE BİRLİK ÇAĞRISI

Türkiye toplumunun ezici çoğunluğunu oluşturan Türkiye toplumuna seslenen Demirtaş, "İşte size biçilen değer budur. Bu kısırdöngüden çıkış vardır. Ama tek başına değil. Birlikte mücadele etmemiz lazım. Yaşarken insanca yaşama öldükten sonrada değer görme lazım. Bunun için birleşmek lazım. Başka yolu yok. O gençleri oraya getiren sistemi sorgulamadığımız müddetçe hepimiz o çadırda yanmış bir ceset olmaktan başka bir şey olamayız. Herkes o çadıra bakıp vicdanlarıyla düşünsünler" diye konuştu.

HALEPÇE, KAMİŞLO, GAZİ KATLİAMLARI

Mart ayının aynı zamanda katliamlar ayı olduğunu söyleyen Demirtaş, bunların Gazi katliamı, Halepçe katliamı ve Kamışlo katliamı olduğunu belirtti. Kim ne derse desin katliamları yapanlardan hala hesap sorulmadığını ifade eden Demirtaş, bunu katliam yapanların yanına kar kaldığını belirtti. Demirtaş, şunları söyledi:

"AKP'de Gazi katliamının üstüne yatmıştır. Kamışlo katliamını yapan kimdir? Bugün Başbakan'ın parmak salladığı Esad yapmıştır. O dönem Baas rejiminin yaptıklarına sessiz kalanlar hatta destekleyenler bugün çıkarları farklı gerektirdiği için parmak sallamaktadır. Halepçe'de de öyledir. Ne zaman kendi çıkarları bunun tersini gerektirdi. O zaman katliamlara karşı durduklarını iddia etmişlerdir. Bunun adı ikiyüzlülüktür, riyakarlıktır, vicdansızlıktır."

Sivas katliamının da bunlardan biri olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Bugün Sivas katliamında yanan canlarımız bir kez daha yandı. Sivas katliamı bugün davanın zaman aşınımından dolayı düşmesi nedeniyle bir kez daha yapıldı. Maraş'ta, Sivas'ta, Çorum'da ölen aleviler bir kez daha yakılmıştır" diyerek davanın zaman aşınımından dolayı düşmesine tepki gösterdi.

'STATÜKÜ YIKILMADI, YER DEĞİŞTİRDİ'

Statükonun yer değiştirdiğini, eskiden 'Devleti yıpratmayalım. Onun için bunları söylemeyelim' diyenlerin bugün 'AKP'yi yıpratmayalım' dediğini hatırlatan Demirtaş, Roboski katliamının üzerinden üç ay geçtiğini, hükümetin bu katliamın üstünü örtmeye çalıştığını söyledi. Demirtaş, şöyle devam etti:

"Ama halkın vicdanında çoktan mahkum olmuştur. Parasız eğitim istiyorum diye öğrencilerin evlerini basıp içeri atacaksın, puşi taktı diye öğrencileri içeri atacaksın tüm bunlara gücün yetecek, tüm konuşmalarımızı dava açacaksın ama Roboski'de kimin emir verdiğini bulamayacaksınız. Askeri, adli yargı çalışacak ama üç aydır emri kim vermiş bulamayacaksın? Ya biz aptalız ya siz. Biz değiliz biliyoruz. Emir komuta zinciri içerisinde 34 kişiyi katlettiniz. Siz üç aydır soruşturuyorsunuz. Sanırsınız olay Sibirya'da geçiyor. Hükümet olarak bilginiz var, askeri komutanızın haberi var. Neden açıklamıyorsunuz. Günah keçisi arıyorlar. Sizin de artık suyunuz ısındı. Bu yalanlara artık siz de inanmıyorsunuz. Emir komuta zinciri içinde 34 kişiyi katlettiniz. Bunu yapanları bulamayacaksınız. Hükümet olarak bilginiz var. 34 defa ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanacaksınız. Ama Pozantı'da yaşananları ortaya çıkardı diye gazeteciyi bir çocuğu tutuklayıp içeri atabiliyorsunuz. Hiç de ağır değil. Ama bu yargı Gazi'de Sivas'ta, Roboski' de işlemiyor. O zaman kimin adına yargılama yapıyorsunuz. Özel yetkili mahkemeler halk adına yargılama yapamaz. Asıl çete örgütlenmesi bunlardır işte. Asıl çete zihniyeti bunlardır. 10 dakika önce demokrasi nutuku çeken Başbakan bunların hiçbiri yaşanmıyormuş gibi yaklaşıyor. Bütün toplumu teslim aldıklarını sanıyor. İnsanlık onuru bu faşizmi de bu katliamları da yenecek."

'KENDİLERİ DİNDAR DEĞİL Kİ DİNDAR GENÇLİK YETİŞTİRSİNLER'

AKP'nin Türkiye'nin tüm geleceğini etkileyecek bir teklifi kanunlaştırmaya çalıştığına dikkat çeken Demirtaş, şunları kaydetti:

"Bir yandan da kendi projelerini toplumu teslim alma ve yıllardır devam eden torna sistemini kendi ellerine geçirmeye çalışıyorlar. Din eğitimi meselesi kolayca çözülecekken 80 yıldır verilen Kemalist eğitimi kendi rotasına çeviriyorlar. Eğitimin içeriği değişmediği sürece 4+4+4 olsa olur 40+40 olsa ne olur. AKP zorbalıkla, darbeyle ben istediğim yasayı yaparım diyor. AKP Başkanı bunu yapanları kutlarım diyor. Asıl mesele gözlerden kaçırılıyor. Çocuklar bilimsel, objektif eğitim modeliyle mi yetiştiriyorlar yoksa torna sistemi ile yalan yanlış tarihle tek dile yönelik, tek inanca yönelik eğitim mi alıyorlar. Değişmesi gereken Milli Eğitim sistemidir. Bu sistemle özgür insan yetişmez. Kendileri dindar değil ki dindar bir yetiştirsinler. Kendileri kindar devlet yetiştirecekleri gençlikte kindar olur."

'ANADİLDE EĞİTİM VAZGEÇİLMEZ HAKKIMIZDIR'

Yargıtay'ın "Türkçe eğitim almış Türk vatandaşlarının Türkçeden başka dilde savunma yapmaları mümkün değil" dediğini belirten Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Türkçe eğitim almışsanız diyor anadilinizi konuşamazsınız diyor. O zaman Türkçe eğitim almamak gerekiyor ki kendi dilimizle konuşalım. Sadece seçmeli ders olarak okullarda Kürtçeyi öğrenebilirler diyorlar. Bunlar Kürtlerin taleplerini sulandırmak için yapılıyor. Seçmeli ders olarak okullarda Kürtçeyi öğrenebilirsiniz diyorlar. Alevilerde seçmeli ders olarak dinlerini öğrenebilirler diyorlar. Bunların ikisi de Kürtlerin ve Alevilerin taleplerini sulandırma amaçlıdır. Anadile bu sınırlandırmayı koyamazsınız. Kürt çocuklarının sorunu Kürtçe bilmemek değil. Onların sorunu eğitim almaktır. Anadilde eğitim vazgeçilmez bir taleptir. Alevi yurttaşların da kendi hakkıdır. Şimdiden bunu bir tasarı bir teklif olmadığı halde abartarak sunuyorlar. Yargıtay ne diyor anadilde eğitim yapamazsın. Ama 20 milyonluk Kürt halkının seçimlik dersi kabul etmeyeceğini herkes bilsin. Bugün Türkiye'de yaşayan Kürtlerin yüzde 90 Anadilde eğitimi istiyor. Ha Türkçe bu ülkenin ortak dilidir. Ama 20 milyonluk Kürt halkını TRT Şeş ve seçmeli dersle yetinsin demeyeceksiniz."