Renault Meclis gündeminde: 'İşçiler soğukta, güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılıyor'

EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yazılı bir soru önergesi sunarak, Oyak-Renault fabrikasında çalışan işçilerin karşı karşıya kaldığı ağır çalışma koşullarını ve ihlalleri gündeme taşıdı.

Haber Giriş Tarihi: 20.01.2025 09:34
Haber Güncellenme Tarihi: 20.01.2025 09:34
https://www.bursaport.com

EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yazılı bir soru önergesi sunarak, Oyak-Renault fabrikasında çalışan işçilerin karşı karşıya kaldığı ağır çalışma koşullarını ve ihlalleri gündeme taşıdı. Bayhan, önergesinde fabrikada yaşanan hak ihlalleri, düşük ücretler ve yetersiz çalışma koşullarıyla ilgili önemli sorular yöneltti.

Türkiye Otomotiv İhracatında Rekor Kırdı, İşçiler Düşük Ücretle Çalıştırılıyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre, 2024 yılında otomotiv ihracatı yüzde 6 artarak 37,2 milyar dolara ulaştı. Oyak-Renault’un Bursa fabrikası ise yıllık 360 bin otomobil ve 750 bin motor üretim kapasitesiyle üretim rekorları kırdı. Ancak, fabrikada çalışan işçiler düşük ücretler ve ağır çalışma koşullarıyla mücadele ediyor. İşçiler, geçimlerini kredi kartı borçları ve borçlanarak sağlamak zorunda kalıyor. “Yüzyılın sözleşmesi” olarak duyurulan yüzde 100 zam içeren toplu iş sözleşmesinin etkisi ise kısa sürede eriyerek enflasyon karşısında yetersiz kaldı.

Soğukta Çalışma ve Ekipman Eksikliği İş Sağlığını Tehdit Ediyor

Önergeye göre, fabrika yönetimi “tasarruf” gerekçesiyle ısıtıcıları kapatmış ve işçileri kışlık kıyafetlerden tasarruf etmeye zorlamış durumda. Ayrıca, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği kapsamında sağlanması gereken eldiven ve diğer koruyucu ekipmanlar dahi şeflerin inisiyatifine bırakılmış. İşçilerin, uygun ekipman eksikliği nedeniyle iş kazası riskine açık bir şekilde çalışmaya devam ettiği bildiriliyor.

Yoğun Performans Baskısı ve Meslek Hastalıkları

Bayhan’ın açıklamalarına göre, fabrikada yüksek performans baskısı altında çalışan işçiler, yoğun mesaiye maruz kalırken bel, boyun ve omuz fıtığı gibi meslek hastalıkları giderek yaygınlaşıyor. Sözleşmeli işçilerin işten çıkarılmasıyla birlikte iş yükü artan kadrolu işçilerin sağlık ve güvenliği ise göz ardı ediliyor.

Denetim ve Yaptırım Talebi

Bayhan, önergesinde Bakan Işıkhan’a şu soruları yöneltti:

"- Isıtıcıların kapatılması, kışlık kıyafetlerin sağlanmaması ve kişisel koruyucu ekipmanların dağıtımının sağlanamaması işçilerin hastalanmasına birçok iş kazasına yol açmıştır. Oyak-Renault patronlarının 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği’ni açıkça ihlal ettiğini ve suç işlediğini göstermektedir. Bakanlığınız, işçilerin sağlık ve güvenliğini hiçe sayan bu hukuksuz uygulamalara karşı gerekli denetimleri yapacak ve cezai işlemleri uygulamak için adım atacak mıdır?

- Yüksek kâr ve ihracat hedefleri doğrultusunda işçilere uygulanan yoğun performans baskısı ve fazla mesai dayatmalarının yanı sıra, soğukta ve koruyucu ekipmanlardan yoksun şekilde çalışmaya zorlanan işçilerin dikkat dağınıklığı ve stres nedeniyle iş kazası ve iş cinayetlerine maruz kalma riski artmaktadır. Bakanlığınıza bağlı müfettişler, Oyak-Renault fabrikasında işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini en son ne zaman denetlemiştir? Bu kasıtlı ihmallerden kaynaklanabilecek kazaları önlemek adına Renault fabrikasına yönelik herhangi bir yaptırım uygulanacak mıdır?

- Kapitalist sömürü düzeni ve iktidarın politikaları sonucu yaşanan ekonomik kriz gerekçe gösterilerek birçok işyerinde olduğu gibi Oyak-Renault fabrikasında da “tasarruf” ya da “küçülme” adı altında işçilerin temel hakları hukuksuzca gasp edilmektedir. İşten çıkarmalar sürerken, az sayıda işçiyle daha fazla iş yapılması dayatılmakta, “hadi hadi” baskısıyla üretim devam ettirilmektedir. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri dahi maliyet unsuru olarak görülerek çalışma koşulları giderek ağırlaşmaktadır. Krizin faturasını işçilere ve emekçilere yükleyen politikalarınızın patronları cesaretlendirdiğini düşünüyor musunuz?

- İş güvencesinin patronların keyfi kararlarına bağlı olması, işçilerin kolayca işten çıkarılmasına yol açmakta ve diledikleri işçiyi yaptırımsız bir şekilde işten çıkarabildikleri bir düzen yaratmaktadır. Bu durum, işçilerin en temel hakkı olan iş güvencesini hiçe saymaktadır. İş güvencesini yasalarla güçlendirmek için somut adımlar atmayı düşünüyor mu, yoksa patronların talepleri doğrultusunda ucuz emek sömürüsünü ve güvencesiz çalışmayı desteklemeye devam mı edeceksiniz?

- Fabrika içerisinde sözleşme ile işe alınan işçilere 4 aylık deneme süresi ve 2024 Aralık ayında 95 Lira saat ücret dayatıldı. 2025 Ocak ayına sözleşmeli işçilerin büyük çoğunluğu işsiz girdi. Sözleşmeli işçilere asıl iş yaptırılarak kadrolu işçilerin iş güvencesinin ortadan kaldırılması ve büyük fabrikalarda yüzlerce işçinin sürekli olarak işten çıkarılması nedeniyle güvenceli çalışma ortamının sağlanamaması konusunda bakanlığınız sessiz kalmaya devam mı edecek?

- 2025 yılı gelir vergisi ilk tarife dilimi, yeniden değerleme oranına göre yüzde 43,93 oranında artırılarak 158.000 TL olarak belirlendi. İhracat ve satış rekorları kıran birçok firma vergi rekortmenleri listesinde yer almazken, ayın sonunu getirme derdiyle akıl ve ruh sağlığından olan işçilerin sağlıklı ve güvenceli bir yaşam sürmesi için bakanlığınızın herhangi bir girişimi olacak mı?"