Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de her yıl yaklaşık olarak 175 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu bildirdi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesini yanıtlayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "TÜİK verilerine göre; 2002 yılında kansere bağlı ölüm %12 iken, bu oran 2012 yılında %21'e ulaşmıştır" dedi.
2015'te dünyada en çok ölüm kanserden olacakDünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre 2015 yılından itibaren dünya genelinde en önemli ve birinci sırada ölüm sebebi kanser olacağını da hatırlatan Bakan Müezzinoğlu, "Ülkemizde de, kanser sıklığı ve kansere bağlı ölümler dünyadaki artışa paralel ve benzer oranlarda artış göstermektedir.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre kanserde görülen bu artışın üç temel sebebi yaşlı nüfusta meydana gelen artış, tütün kullanımı ve obezite salgınıdır. Ülkemizde; bunların yanı sıra, kanser kayıtçılığında yapılan iyileştirmelerle daha önce bilinmeyen vakaların kayda alınması da kanser istatistiklerindeki artışın bir diğer sebebidir" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 2011 yılında Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Ajansı'na üye olarak, gelecekte dünya ülkelerinin ekonomileri üzerinde önemli bir yük olacak kanser hastalığına karşı önlem almak gerektiğinin farkına varan 22 ülke arasına katıldığını da vurgulayan Sağlık Bakanı, kanserlerle mücadele çerçevesinde veri toplama çalışmalarını ise şöyle anlattı;
"Ülkemizde kanser kayıtçılığı çalışmaları 1983 yılında pasif sistemle (Hekimlerin bildirildiği vakalardan ibaret) başlamıştır. Ancak takip eden yıllar içerisinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, aktif sistemle, seçilmiş bölgelerden kanser kayıtlarının tutulması önerilmiştir. Aktif kanser kayıtçılığı ile daha kaliteli, doğru ve özellikli veriler toplanmaktadır. Ülkemizde açılmış olan 15 aktif kanser kayıt merkezimizle birlikte nüfusumuzun %50'den fazlasını kayıt altına almış durumdayız. Tüm dünyada aktif kanser kayıtçılığı yapılan nüfus oranının %8 olduğu düşünülürse; ülkemiz %50 gibi bir oranla bu konuda dünya lideri olmaya aday bir ülkedir.
Aktif kanser kayıt çalışmalarımız "Kanser Kayıt ve İnsidans Projesi" kapsamında 1992 yılında İzmir ilinde başlatılmıştır. İzmir 2012 yılında kanser kayıtçılığında 20. yılını kutlayan, bilgi birikimi bakımından uluslararası alanda sayılı merkezlerden bir tanesidir. Bu sebeple de Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Ajansı tarafından bilgi ve deneyim paylaşımının sağlanması için eğitim merkezi olarak belirlenmiştir."
Müezzinoğlu, Türkiye'deki kanser sıklığının Dünya Sağlık Örgütü verileri çerçevesinde, Avrupa ve Amerika bölgesi ülkelerindeki kanser sıklığından "daha düşük" olduğunu da belirtti.
Müezzinoğlu, Kanserle mücadele kapsamındaki çalışmaları ise şöyle anlattı:
"Sağlıkta Dönüşüm Programı ile koruyucu sağlığa özel bir önem verdik. Bu kapsamda kanserle mücadele politikamızın temelini, birincil korunma denen kanser yapan etkenin ortadan kaldırılmasına yönelik mücadele oluşturuyor. Bu amaçla birincil korunma ile önlenebilen ve ülkemiz için çok önemli olan akciğer, mesane, mide ve meme kanserleri gibi pek çok kanserin etkeni olan tütüne karşı önemli bir mücadele programı yürüttük. Önce parlamentomuzun bütün üyelerinin desteği ile ülkemizi dünyanın en kapsamlı tütün kontrolü kanununu çıkaran 6 ülke arasına kattık. Uygulamalarda ise dünyada en başarılı mücadeleyi yürüten ülke unvanını aldık. Yürüttüğümüz bu program Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere uluslararası arenada büyük takdir topladı. Kanser oluşumunda bir diğer önemli risk unsuru olan obezite için "Türkiye sağlıklı beslenme ve Hareketli Hayat Programı"nı uygulamaya koyduk.
Türkiye'de her ilimizde en az bir "Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM)" açtık. KETEM sayımız 124'e ulaştı. Meme, rahim ağzı ve kolorektal kanserler ile ilgili toplum temelli tarama ve halk eğitimi programlarını, kanserin erken teşhis ve önlenmesinde aktif görev alan bu merkezlerde yürütüyoruz. Kanser erken teşhis, tarama ve tedavisiyle ilgili hizmetleri halkımıza tamamen ücretsiz olarak veriyoruz. KETEM sayılarımızı önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edeceğimiz gibi, özellikle kırsal bölgelerde gezici cihazlar ile "Mobil KETEM" uygulamalarını da başlatacağız.
Bildiğiniz gibi artık ailenin bütün fertlerinin sağlığından sorumlu olan aile hekimlerimiz var. Ailemize özel bu hekimlerimizin görevleri arasında sorumluluğunu üstlendiği kişinin hastalıklardan korunması için gerekli tedbirleri alması da mevcuttur. Bu kapsamda kanser erken teşhis ve tarama faaliyetlerinde aile hekimlerine görev veriyoruz. Bu uygulamayı geliştirerek sürdüreceğiz."
Türkiye'de her yıl 175 bin kişi kanser oluyorBakan Müezzinoğlu, Türkiye'de her yıl yaklaşık olarak 175 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu da bildirdi.
Türkiye'nin "kanser haritasının" sürekli güncellendiğini de vurgulayan Müezzinoğlu, " Bölgeler arasında kanser sıklığı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark söz konusu değildir" dedi.
'Kanser ilaçlarının çoğu sigorta kapsamında'Türkiye'deki ruhsatlı kanser ilaçlarının çoğunluğunun Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödeme kapsamına alındığını belirten Sağlık Bakanı, "geri ödeme kapsamında olmayan bir kısmı ise hâlen ilgili komisyonlar (Ödeme Komisyonu ve Tıbbi Ekonomik Değerlendirme Komisyonu) tarafından değerlendirilmektedir. Bu ilaçlardan, ülkemizde henüz ruhsat almamış olanlar ile ülkemizde ruhsatlı olup, çeşitli sebeplerle piyasada bulunamayan veya geri ödeme listesine alınmamış olan ilaçlar ise Türk Eczacılar Birliği aracılığıyla hasta bazlı olarak yurtdışından temin edilmektedir. Bu şekilde temin edilen ilaçlar da geri ödeme kapsamına alınmakta ve hasta mağduriyeti önlenerek hastaların ilaca erişimi sağlanmaktadır" dedi.
Müezzinoğlu, kanser ilacı kullanımına ilişkin verileri de şu ifadelerle açıkladı:
"2012 yılında eczane satışlarına göre kanser tedavisinde kullanılan ilaçların kutu bazında tüketimi 7.649.042 adet, tutar olarak ise 1.477.625.340,TL'dir. 2012 yılında eczane satışlarına göre kanser tedavisinde kullanılan ilaçların kutu bazında %77,62'si ithal, %22,38'i yerli; tutar olarak ise %93,99'u ithal, %6,01'i yerlidir."