SON DAKİKA

Mustafa Sarı: 'Müsilaj Kuzey Ege'ye de yayıldı'

Marmara Belediyeler Birliği'nin Bursa'da düzenlediği etkinlikte konuşan Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın sadece Marmara Denizi’nde görülmediğini Kuzey Ege'ye de yayıldığını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 19.02.2025 12:32
Haber Güncellenme Tarihi: 20.02.2025 00:08
Kaynak: Haber Merkezi
Mustafa Sarı: 'Müsilaj Kuzey Ege'ye de yayıldı'

PELİN AKDEMİR/ BURSAPORT

Marmara Belediyeler Birliği, kuruluşunun 50. yıl dönümü kapsamında yıl boyunca Marmara Denizi’ni odağına alacak bir dizi etkinlik düzenleyecek. Etkinlik dizisinin ilki olan ‘50 Yıldır Marmara Denizi İçin Birlikte’ programı, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Programa, MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, ilçe belediye başkanları, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Cemil Arslan, MBB Bilim Kurulu üyeleri, Büyükşehir Belediyesi genel sekreter yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, kamu kurumlarının temsilcileri ve muhtarlar katıldı.

'HERKESİ İLGİLENDİREN BİR SORUNDUR'

Marmara Belediyeler Birliği Başkan Yardımcısı Cemil Arslan, 1975'te belediye başkanlarının Marmara Denizi'nin her an ölebileceğini söylediklerini ve bunun için çalışmalar başlattıklarını dile getirdi. Arslan, "Bugün Marmara Bölgesi üç kat daha fazla nüfusu taşıyor. Belediye Başkanları Akdeniz üzerinde uzun vadede oluşturulacak yükü hesaplamışlar" dedi. 2021 yılında Marmara Denizi Eylem Planı'nın imzalandığını hatırlatan Arslan, "Bu iş sadece belediyelerin üzerine yüklenilemeyecek kadar önemli ve herkesi ilgilendiren bir sorundur" dedi.

'MARMARA DENİZİ BEN ÖLÜYORUM DİYOR'

Açılış konuşmasını Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yaptı. Birliğin kuruluşundan bu yana emeği geçenlere teşekkür eden Bozbey, 50 yıl önceki sorunların artarak devam ettiğini hatırlattı. Onca çabaya, dayanışmaya ve öngörülere rağmen 2021 yılında müsilaj sorununun yaşandığını belirten Bozbey, “Müsilaj sorunu devam edecek gibi görünüyor. Bu yüzden yıl içerisinde yapılacak toplantıları önemsiyoruz. Marmara’ya yüklediğimiz bunca yük, bence artık yeter. Bu yükü Marmara ve Marmara Denizi kaldıramaz. Yerel ve genel tüm yetkililerin bu konuda acil önlem alması ve sorunun çözümü noktasında adımlar atması gerekiyor. Bu yıl yapılacak toplantılarda alınacak kararların uygulanmasını takip etmek hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Kaybettiğimiz değer, hepimizin değeridir. Marmara Denizi, tabiri caizse ‘Ben ölüyorum, ben can çekişiyorum. Bir şeyler yapın. Tedbirleri etkili bir şekilde alın’ diyor. Ancak biz hala adım attığımızda karşımıza çıkan engelleri aşamıyoruz. Yerel ve genel idarenin kol kola girerek, yan yana durarak, çözüm ortağı olarak sorunları aşabileceğine inanıyorum” diye konuştu.

Marmara’yı mavisi de temiz, yeşili de temiz istediklerinin altını çizen Bozbey, kirliliğe karşı mücadelede bilim ve iş birliğinden yararlanarak somut adımlar atacaklarını ve süreci kararlılıkla takip edeceklerini ifade etti. Marmara Denizi’nin bir yaşam kaynağı olduğunu dile getiren Bozbey, “Yıllardır süregelen ihmaller, yanlış politikalar ve denetimsizlikler yüzünden denizimiz nefes alamaz hale geldi. Marmara Denizi geri dönülemez bir felakete sürükleniyor. Bu krizi durdurmak bizim elimizde. Sorumluluk bilinciyle hareket ederek ortak akılla ve bilimsel yöntemlerle kalıcı çözümler üretmeliyiz. Marmara’nın çığlığını duymazdan gelemeyiz. Marmara Denizi olmadan bu bölgenin ekonomisi de kültürü de yaşam kalitesi de sürdürülemez. Marmara Denizi’ni korumak sadece çevresel bir mesele değil, insani bir sorumluluktur. 30 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan bir bölgenin merkezinde yer alan Marmara Denizi’ni yok sayma veya görmezden gelme gibi bir seçeneğimiz yok. Amacımız yalnızca sorunları ve çözümleri konuşmak değil, aynı zamanda somut ve etkili yol haritaları oluşturarak harekete geçmektir” dedi.

'HER GÜN 4,7 MİLYON METREKÜP ATIK SU MARMARA’YA DEŞARJ EDİLİYOR'

2021 yılında herkesi etkileyen müsilaj sorunu ile karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Bozbey, bu sorunun denizin artık kirliliği kaldıramadığını, ekosisteminin yok olma noktasına geldiğini gösterdiğini dile getirdi. Müsilajın sadece bir sonuç ve büyük bir ekolojik çöküşün habercisi olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, Marmara Denizi’nin kirlilikle, bilinçsiz sanayileşmeyle ve yetersiz atık yönetimiyle mücadele ettiğini söyledi. Marmara Denizi’nin "Beni daha fazla kirletmeyin!" dediğini belirten Bozbey, 2021’de yaşanan aşırı müsilaj vakasının ardından dönemin Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a birlik adına attığı adımlardan dolayı teşekkür etti. Marmara Denizi Eylem Planı’nın bu süreçte önemli bir dönüm noktası olduğunu anlatan Bozbey, “Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde kurulan bilim ve teknik kurulunun çalışmaları titizlikle sürmektedir. Toplamda 22 maddeden oluşan eylem planının, 19 maddesi gerçekleşti. 3 madde için ise hala adımların atılamadığını görüyoruz. Bunlar; kentsel atıksu arıtma tesislerinin tamamının ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi, tarımsal kirliliğin önüne geçmek üzere yapay sulak alanların oluşturulması, kamu-özel iş birliği modelinin atıksu altyapı projelerinde uygulanmasına yönelik idari hususlardır. Hepimize düşen en önemli görev, kalan üç maddenin uygulanması için kararlı ve etkili adımlar atmaktır. Aksi takdirde, bugünden harekete geçmezsek yarın çok geç olacak. Atık su yönetiminin etkili bir şekilde kontrol altına alınması gerekiyor. Akademik çalışmalardan elde edilen verilere göre Marmara Denizi’ne her gün 4.7 milyon metreküp atık su deşarj ediliyor. Bu atıkların sadece yarısı fiziksel arıtmadan geçirilerek denize bırakılıyor. Her gün milyonlarca metreküp kirli su, Marmara’nın oksijen seviyesini hızla düşürüyor. Bu gidişata dur demeliyiz. Süreci de sürdürülebilir hale getirmeliyiz” diye konuştu. Bozbey, Marmara Denizi'nin kurtarılması için atılacak adımlarda finansman yükünün yerel ve merkezi idarenin birlikte paylaşması gerektiğini sözlerine ekledi.

Bozbey, “Büyükşehirlerdeki ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerinin gerekiyorsa kapasitelerinin artırılması, gerekirse de yenilerinin yapılması, deşarjların kontrol edilmesi ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilir yönetimi büyük önem taşımaktadır. Hatta kimyasal arıtma tesislerinin de kurulması konuşulmalıdır. Bunları yapabilmek için önemli bir finansman yüküyle karşı karşıyayız. Bu finansman yükünü belediyelerin ve bağlı kuruluşları olan su ve kanalizasyon idarelerinin tek başına taşıyabilmesi mümkün değildir. Merkezi finansman kanallarının da bu önemli amaç uğruna işlevsel bir şekilde kullandırılması gerekmektedir. Marmara Denizi’ni koruma adına, faizsiz veya düşük faizli finansman seçeneklerinin İlbank ve kamu bankaları aracılığıyla sunulması şarttır. Dış kaynaklara erişim kolaylaştırılmalı ve tesisler için uygun alanlar belediyelere tahsis edilmelidir" diye konuştu. 

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı

'YÜZEYE ÇIKAN MÜSİLAJ TOPLAM MÜSİLAJIN BİNDE BİRİ DEĞİL'

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nde mevcut durumun iyi olmadığını söyledi. Sarı, müsilajın tanımını açıkladıktan sonra, ortaya çıkmasındaki temel nedeninin azot ve fosfor dengesinin bozulması olduğunu belirtti. Sarı, "Biz müsilaj yüzeye çıkıncaya kadar yok sayarız. Müsilaj yüzeyi kapsayacak ki ondan sonra müsilaja var diyelim" sözleriyle 2021 ve 2025 yılındaki videoları gösterdi. Denizde müsilajın örümcek ağı gibi oluştuğunu belirten Sarı, yüzeye çıkan müsilajın toplam müsilajın binde biri bile olmadığını söyledi. Sarı, müsilajın deniz yüzeyi sıcaklığının ortalamadan fazla olması, deniz şartlarının durağan olması, fazla besin elementinin olması yani kirliliğin yüksek olması nedeniyle yüzeye çıktığını anlattı. Sarı, "Denizler ısınmaya devam ediyor. 2024 yılında deniz şartlarında 50 yıllık rekorlar kırıldı. Demek ki denizler ısınmaya devam edecek" diye konuştu.

"Marmara Denizi doğuştan astımlı bir çocuk gibi. 11 bin 350 kilometre karelik bir yüzey alanı var" diyen Sarı, Marmara Denizi'ndeki alt akıntı nedeniyle atıkların Karadeniz'e gönderildiğini anlattı. 1989 yılında yayınlanan 'Çevre ve Ekoloji' kitabında Mine Kışlalıoğlu ve Fikret Berkez'in 'denizi öldürürsünüz' dediğini aktaran Sarı, "Biz bugün halen bunu tartışıyoruz. Atık hiçbir yere gitmez. 50 yıldır başkanlar, valiler, hükümetler değişti, Marmara'nın altına gönderdiğimiz atık miktarında az mesafe alabildik. Sonuç; müsilaj." dedi. 

'NİLÜFER ÇAYI'NI UZAYLILAR MI KİRLETİYOR?'

Endüstrinin de Marmara Denizi'nin çevresine yığıldığını belirten Sarı, evsel atıklarda ileri biyolojik arıtmadan geçen oranın yüzde 51,7 olduğunu söyledi. Sarı, 2021 yılındaki Marmara Eylem Planı'nda Maramara'nın atık yükünün azaltılması maddesinin yerine getirilmediğini söyledi. Evsel ve endüstriyel kirliliğin birinci sırada olduğunu söyleyen Sarı, Nilüfer Çayı üzerinde yaptığı araştırmaya da değindi. Sarı, Balat Köprüsü'nde Nilüfer Çayı'nda oksijenin kalmadığını söyledi. Cimer'e yapılan şikayetlere verilen cevaplarda kanun dışı atık deşarjına rast gelinmediği ifadeleri olduğunu söyleyen Sarı, "Bu şehrin içerisinde bunu uzaylılar mı kirletiyor?" diye sordu. Sarı, "2021 yılında hazırladığımız Marmara Denizi Eylem Planı hakkıyla uygulansaydı 2024 yılında müsilajla karşılaşmayacaktık" dedi. 2024'te müsilajın Edremit Körfezi'nde ortaya çıktığını, iki hafta içerisinde yayılım gösterdiğini belirten Sarı, müsilajin sadece Marmara'da olmadığını Kuzey Ege'ye de yayıldığını ekledi. Sarı, "Yaklaşık 45 günde bütün Marmara'ya yayılmış oldu. 23 Aralık'ta Çanakkale Boğazı müsilajla tanıştı. 4 Ocak'ta Kuzey Ege, Gökçeada, Bozcaada'nın çevresi. 2 Şubat'ta Saroz Körfezi'ni sardı. Müsilaj sadece Marmara'da değil Kuzey Ege'ye dee yayılmış durumda" diye konuştu. 

'HİÇ KİMSE MÜSİLAJLA KAPLI BİR YERE GELMEYECEK'

Sarı, müsilajın ekolojik ve ekonomik etkisinin olduğunu belirterek, "Denizin dibi dediğimiz yer bir yaşam alanı. 2021 yılında müsilaj komple örtmüş. Örtünce kıyıdan 30 metre derinliğe kadar sünger topluluklarını öldürdü. Müsilajın oluşmasına zemin hazırlayan azot ve fosfor dengesini daha da bozuyor. Mercanlar, müsilajdan önce pırıl pırılken müsilajdan sonra etkilendi. Deniz çayırlarını müsilaj battaniye gibi örttüğünde yüzde 15 civarında kayıp ortaya çıktı. Midye çiftlikleri etkileniyor. Yüzde 30 civarında kayıp yaşanıyor. Turizm etkileniyor. Hiç kimse müsilajla kaplı bir yere gelmeyecek. Nisan'dan itibaren müsilaj yüzeye çıkacak. O zaman bu turizm tesisleri boş kalacak. Vaktimiz var, tedbir alalım" dedi. 

Balıkçılığın da zarar gördüğünü söyleyen Sarı, "Binlerce balık öldü 2021 yılında. Büyük balıkçı imkanı var, gitti. Küçük balıkçı perişan müsilaj yüzünden. Bunlara bizim bir sigorta sistemi geliştirmemiz gerekiyor" dedi. Marmara Denizi'nin kirlilik yükünü azaltmak gerektiğini belirten Sarı, iş birliğinin yapılması gerektiğini söyledi. 

Ardından Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı tarafından ‘Kentlerin atıksu yükü ile baş etmek ne demek? Atıksuyu geri kazanmak veya iyi arıtarak tekrar döngüye vermek’ konulu sunum gerçekleştirildi. Program, Marmara Denizi Eylem Planı’ndaki güncel gelişmelerin ve çözüm eylemlerinin belediyeler perspektifinden ele alınmasıyla devam etti. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursaport.com En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.