Bursa'da protestolar nedeniyle tutuklananların serbest bırakılması için eylem
Bursa'da protestolar nedeniyle tutuklananların serbest bırakılması için eylem
Kadın Savunma Ağı tarafından Bursa'da eylemler nedeniyle tutuklanan ve 301 öğrenci için basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirildi.
Haber Giriş Tarihi: 05.04.2025 17:33
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.2025 00:27
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
PELİN AKDEMİR/BURSAPORT
Kadın Savunma Ağı, Bursa'da eylemler nedeniyle tutuklanan 19 kişi ve 301 öğrencinin serbest bırakılması talebiyle Fomara Meydanı'nda saat 17.00'da basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
Basın açıklamasının ardından Bursa'da tutuklanan kişilerin isimleri okunarak 'Serbest bırakın' denildi. Ardından oturma eylemi yapıldı.
Basın açıklaması şöyle:
"19 Mart'ta başlayan eylemlerde, haklarımıza, kentlerimize, irademize, hayatlarımıza, geleceğimize ve demokrasiye sahip çıkan başta üniversite öğrencileri olmak üzere halk kayyum politikalarına karşı tepkisini yürüyüş ve eylemlerle gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Tüm Türkiye’ye yayılan bu tepki Bursa’da da sesini yükseltti. Anayasal hak olan barışçıl yürüyüş ve protesto hakkını kullanmak isteyen üniversite öğrencileri ve arkadaşlarımız tutuklandı. Bursa’da ev baskınlarıyla ve yapılan gözaltılarla 19 arkadaşımız bayram öncesinde hemen tutuklandı. Avukatların tutuklamalara yaptığı itirazlar nöbetçi hakimlik tarafından reddedildi. Biliyoruz ki tek amacınız süreyi uzatarak direnişimizi kırmaya çalışmak ve bize gözdağı vermek. Ancak bizler; bugün burada sadece Bursa’da tutuklanan 3’ü kadın 19 kişi için değil, haksız ve hukuksuzca tutuklanan 301 gencin özgürlüğünü talep etmek için toplandık. Bugün burada yalnızca tutuklanan gençlerin serbest bırakılması için değil, kayyum atamalarını kabul etmeyeceğimizi göstermek için bir araya geldik. Bugün yalnızca gençlerin değil, kadınların ve LGBTİ+’ların da özgürlüğü için buraya geldik.
Halkın iradesine sahip çıkarken bilhassa diğer şehirlerde polisin cinsel şiddetine, kötü muamelesine, işkencesine maruz kalan arkadaşlarımız için buradayız. Bugün burada yalnızca tutuklu gençlerin değil, aynı zamanda cinsel saldırıya maruz bırakılan, özgürlükleri ellerinden alınan ve kayyumlara direnen kadınların ve lubunyaların da sesi oluyoruz.
Kadınlar, gençler, LGBTİ+’lar, Kürtler, göçmenler… özgürlüklerine, haklarına ve bedenlerine sahip çıkarken erkek iktidar tarafından cezalandırılmakta ve susturulmaktadır. Kadınlara, LGBTİ+lara cinsiyetçi küfür etmek, tecavüz tehdidinde bulunmak, cinsel tacizdir, suçtur. Dayattığınız çıplak arama ve ters kelepçe insan onuruna aykırıdır, işkencedir, suçtur.
İnsan onuruna aykırı yaptığınız her uygulama ve her cinsel işkence suçtur. Faillerin üniformalı olması, bunu devlet adına işlediğini iddia etmeleri veya adına "rutin uygulama" demeleri bu gerçekleri değiştirmez. Üniversite ve kampüslerde yaptığınız ablukalar ve ölçüsüz kullandığınız kimyasal silahlar suçtur. Gözaltındaki cinsel saldırıları, sistematik şiddeti ve ayrımcılığı kabul etmiyoruz; tüm bu uygulamalara karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Konca Kuriş’in katillerini afla cezaevinden çıkaranlara güveniyorsunuz. Gözaltında kadınları, LGBTİ+ları ve öğrencileri taciz edip suç işlerken sırtlarınızı onlara dayıyorsunuz. Bizler, erkek iktidar şiddetine; irademizin, hayatımızın ve haklarımızın gaspına karşı sokaklarda olmaya, cinsel şiddet karşısında dayanışmaya devam edeceğiz.
Kadınların, gençlerin, LGBTİ+’ların, göçmenlerin,Kürtlerin ve işçilerin mücadelesi, bu toplumda eşitlik, adalet ve özgürlük için verilen bir mücadeledir. Ancak, bu mücadelenin en sert şekilde hedef alınanları, toplumun en savunmasız kesimleri olan yine kadınlar, Kürtler ve lubunyalar olmuştur.
'ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ'
Kadınlar ve öğrenciler sadece bedenlerine değil, fikirlerine, iradelerine ve hukuka da sahip çıkıyor. Katiller ve failler, devletin cezasızlık politikasıyla korunurken haklarını, hayatlarını savunanlar, hukuksuz yere tutuklanıyor ve sindirilmeye çalışılıyor. Sokaklarda direnen öğrenciler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri kriminalize ediliyor. İnatla örgütlü mücadelemizi büyüteceğiz.
Bizler hukuksuzca gözaltına aldığınız ve tutukladığınız 301 arkadaşımız adına dayatılan bu sindirme ve korkutma politikalarınızı kabul etmiyoruz. Adaletsizliklere karşı cesurca direniyor ve mücadelemizi büyütüyoruz. Bizlerin örgütlü mücadelesine yenileceksiniz! Biz tutuklu arkadaşlarımızı alacağız ve sesimizi hep birlikte daha da gür duyurmaya devam edeceğiz.
Biz bu mücadeleyi birlikte büyüteceğiz. Birlikte direniyor, birlikte kazanıyoruz. Kadınların, LGBTİ+’ların, Kürtlerin, göçmenlerin,öğrencilerin ve işçilerin gücü, özgürlük için direnen herkesin gücüdür!
Bizler bugün burada birlikte dayanışma ruhumuzu güçlendiriyoruz, bu hukuksuz yargılamaları ve tutuklamaları kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımızın mücadelesini büyüterek serbest bırakılmalarını talep ediyor ve onlar serbest bırakılana kadar sokakları terk etmiyoruz. Tüm Bursa’yı direnişimizde bizlere katılmaya ve gençlerin mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz."
'GENÇLER MÜCADELEYE DEVAM DİYOR'
İstanbul'da eylemler nedeniyle üniversite öğrenicisi oğlu tutuklu bulunan Gülay Alkan ise, açıklamanın ardından konuşma yaparak, oğlunun Vatan Emniyet'te 3 gün aç, susuz bırakıldığını söyledi. Sınavlara hazırlandığı için oğlunu 3 aydır görmediğini, 3 ay sonunda Silivri Cezaevi'nde gördüğünü belirten Alkan, "Gururlu ama gözlerindeki o burukluğu gördüğümde hem güçlü durmaya çalıştım hem de ona ne anlatacağını bilemedim. Evine gittiğimizde gördük ki tüm öğrencilerin evlerinde eşyalarını parçalamışlar. Dolap paramparçaydı, eşyaları yerdeydi, en değer verdiği kitapları yerdeydi, elbiseleri yerdeydi. Bu, çocuklardan ne kadar korktuklarının göstergesi. Çünkü gençler artık AKP iktidarının ellerinden aldığı hayatları tekrar geri almak istiyorlar. Gerçekten umutlular. Direniyorlar. Çok güçlüler. Bu güçten korkuyor zaten iktidar" diye konuştu.
Alkan, "Gençlerin bize ilk sorduğu şey; 'dışarıda mücadeleye devam ediyor musunuz?'" sözlerini aktararak, "Gençler üzerlerine düşen her şeyi yaptılar. Biz bu ülkede zaten insanca yaşama hakkını çoktan kaybettik. Adalet yok, hukuk yok, barınma hakkı yok, eğitim hakkı yok, sağlıklı yiyeceğe ulaşma hakkı yok. Onlara güzel bir dünys bırakamadık. Bu saatten sonra onların mücadelesine yan yana destek vermek olmalıdır. Lütfen alanları terk etmeyelim. Bizden bunu bekliyorlar. Her bir genç, mektubunda bizden dışarıda direnişe devam etmemizi istiyor, güçlü olmamızı istiyor. Onlara bir mücadele borzumuz var. Bu alanları doldurmamız gerekiyor" diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursaport.com
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursa'da protestolar nedeniyle tutuklananların serbest bırakılması için eylem
Kadın Savunma Ağı tarafından Bursa'da eylemler nedeniyle tutuklanan ve 301 öğrenci için basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirildi.
PELİN AKDEMİR/BURSAPORT
Kadın Savunma Ağı, Bursa'da eylemler nedeniyle tutuklanan 19 kişi ve 301 öğrencinin serbest bırakılması talebiyle Fomara Meydanı'nda saat 17.00'da basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
Basın açıklamasının ardından Bursa'da tutuklanan kişilerin isimleri okunarak 'Serbest bırakın' denildi. Ardından oturma eylemi yapıldı.
Basın açıklaması şöyle:
"19 Mart'ta başlayan eylemlerde, haklarımıza, kentlerimize, irademize, hayatlarımıza, geleceğimize ve demokrasiye sahip çıkan başta üniversite öğrencileri olmak üzere halk kayyum politikalarına karşı tepkisini yürüyüş ve eylemlerle gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Tüm Türkiye’ye yayılan bu tepki Bursa’da da sesini yükseltti. Anayasal hak olan barışçıl yürüyüş ve protesto hakkını kullanmak isteyen üniversite öğrencileri ve arkadaşlarımız tutuklandı. Bursa’da ev baskınlarıyla ve yapılan gözaltılarla 19 arkadaşımız bayram öncesinde hemen tutuklandı. Avukatların tutuklamalara yaptığı itirazlar nöbetçi hakimlik tarafından reddedildi. Biliyoruz ki tek amacınız süreyi uzatarak direnişimizi kırmaya çalışmak ve bize gözdağı vermek. Ancak bizler; bugün burada sadece Bursa’da tutuklanan 3’ü kadın 19 kişi için değil, haksız ve hukuksuzca tutuklanan 301 gencin özgürlüğünü talep etmek için toplandık. Bugün burada yalnızca tutuklanan gençlerin serbest bırakılması için değil, kayyum atamalarını kabul etmeyeceğimizi göstermek için bir araya geldik. Bugün yalnızca gençlerin değil, kadınların ve LGBTİ+’ların da özgürlüğü için buraya geldik.
Halkın iradesine sahip çıkarken bilhassa diğer şehirlerde polisin cinsel şiddetine, kötü muamelesine, işkencesine maruz kalan arkadaşlarımız için buradayız. Bugün burada yalnızca tutuklu gençlerin değil, aynı zamanda cinsel saldırıya maruz bırakılan, özgürlükleri ellerinden alınan ve kayyumlara direnen kadınların ve lubunyaların da sesi oluyoruz.
'EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK İÇİN VERİLEN MÜCADELEDİR'
Kadınlar, gençler, LGBTİ+’lar, Kürtler, göçmenler… özgürlüklerine, haklarına ve bedenlerine sahip çıkarken erkek iktidar tarafından cezalandırılmakta ve susturulmaktadır. Kadınlara, LGBTİ+lara cinsiyetçi küfür etmek, tecavüz tehdidinde bulunmak, cinsel tacizdir, suçtur. Dayattığınız çıplak arama ve ters kelepçe insan onuruna aykırıdır, işkencedir, suçtur.
İnsan onuruna aykırı yaptığınız her uygulama ve her cinsel işkence suçtur. Faillerin üniformalı olması, bunu devlet adına işlediğini iddia etmeleri veya adına "rutin uygulama" demeleri bu gerçekleri değiştirmez. Üniversite ve kampüslerde yaptığınız ablukalar ve ölçüsüz kullandığınız kimyasal silahlar suçtur. Gözaltındaki cinsel saldırıları, sistematik şiddeti ve ayrımcılığı kabul etmiyoruz; tüm bu uygulamalara karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Konca Kuriş’in katillerini afla cezaevinden çıkaranlara güveniyorsunuz. Gözaltında kadınları, LGBTİ+ları ve öğrencileri taciz edip suç işlerken sırtlarınızı onlara dayıyorsunuz. Bizler, erkek iktidar şiddetine; irademizin, hayatımızın ve haklarımızın gaspına karşı sokaklarda olmaya, cinsel şiddet karşısında dayanışmaya devam edeceğiz.
Kadınların, gençlerin, LGBTİ+’ların, göçmenlerin,Kürtlerin ve işçilerin mücadelesi, bu toplumda eşitlik, adalet ve özgürlük için verilen bir mücadeledir. Ancak, bu mücadelenin en sert şekilde hedef alınanları, toplumun en savunmasız kesimleri olan yine kadınlar, Kürtler ve lubunyalar olmuştur.
'ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ'
Kadınlar ve öğrenciler sadece bedenlerine değil, fikirlerine, iradelerine ve hukuka da sahip çıkıyor. Katiller ve failler, devletin cezasızlık politikasıyla korunurken haklarını, hayatlarını savunanlar, hukuksuz yere tutuklanıyor ve sindirilmeye çalışılıyor. Sokaklarda direnen öğrenciler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri kriminalize ediliyor. İnatla örgütlü mücadelemizi büyüteceğiz.
Bizler hukuksuzca gözaltına aldığınız ve tutukladığınız 301 arkadaşımız adına dayatılan bu sindirme ve korkutma politikalarınızı kabul etmiyoruz. Adaletsizliklere karşı cesurca direniyor ve mücadelemizi büyütüyoruz. Bizlerin örgütlü mücadelesine yenileceksiniz! Biz tutuklu arkadaşlarımızı alacağız ve sesimizi hep birlikte daha da gür duyurmaya devam edeceğiz.
Biz bu mücadeleyi birlikte büyüteceğiz. Birlikte direniyor, birlikte kazanıyoruz. Kadınların, LGBTİ+’ların, Kürtlerin, göçmenlerin,öğrencilerin ve işçilerin gücü, özgürlük için direnen herkesin gücüdür!
Bizler bugün burada birlikte dayanışma ruhumuzu güçlendiriyoruz, bu hukuksuz yargılamaları ve tutuklamaları kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımızın mücadelesini büyüterek serbest bırakılmalarını talep ediyor ve onlar serbest bırakılana kadar sokakları terk etmiyoruz. Tüm Bursa’yı direnişimizde bizlere katılmaya ve gençlerin mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz."
'GENÇLER MÜCADELEYE DEVAM DİYOR'
İstanbul'da eylemler nedeniyle üniversite öğrenicisi oğlu tutuklu bulunan Gülay Alkan ise, açıklamanın ardından konuşma yaparak, oğlunun Vatan Emniyet'te 3 gün aç, susuz bırakıldığını söyledi. Sınavlara hazırlandığı için oğlunu 3 aydır görmediğini, 3 ay sonunda Silivri Cezaevi'nde gördüğünü belirten Alkan, "Gururlu ama gözlerindeki o burukluğu gördüğümde hem güçlü durmaya çalıştım hem de ona ne anlatacağını bilemedim. Evine gittiğimizde gördük ki tüm öğrencilerin evlerinde eşyalarını parçalamışlar. Dolap paramparçaydı, eşyaları yerdeydi, en değer verdiği kitapları yerdeydi, elbiseleri yerdeydi. Bu, çocuklardan ne kadar korktuklarının göstergesi. Çünkü gençler artık AKP iktidarının ellerinden aldığı hayatları tekrar geri almak istiyorlar. Gerçekten umutlular. Direniyorlar. Çok güçlüler. Bu güçten korkuyor zaten iktidar" diye konuştu.
Alkan, "Gençlerin bize ilk sorduğu şey; 'dışarıda mücadeleye devam ediyor musunuz?'" sözlerini aktararak, "Gençler üzerlerine düşen her şeyi yaptılar. Biz bu ülkede zaten insanca yaşama hakkını çoktan kaybettik. Adalet yok, hukuk yok, barınma hakkı yok, eğitim hakkı yok, sağlıklı yiyeceğe ulaşma hakkı yok. Onlara güzel bir dünys bırakamadık. Bu saatten sonra onların mücadelesine yan yana destek vermek olmalıdır. Lütfen alanları terk etmeyelim. Bizden bunu bekliyorlar. Her bir genç, mektubunda bizden dışarıda direnişe devam etmemizi istiyor, güçlü olmamızı istiyor. Onlara bir mücadele borzumuz var. Bu alanları doldurmamız gerekiyor" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler