SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursa Su Kolektifi: Şirketlerin değil, halkın çıkarlarını koruyun!

Bursa Su Kolektifi (BSK), çevre kirliliği ve ekolojik yıkımlara karşı mücadele çağrısı yaptı. Mühürlenmesine rağmen çalışmaya devam eden Orhaneli Termik santralinden madencilik projelerine, müsilaj sorununa kadar pek çok konuda hükümeti ve şirketleri eleştiren kolektif, halkın çıkarlarının korunmasını talep etti: “Biz halkız, bu ülkenin gerçek sahipleriyiz!”

Haber Giriş Tarihi: 08.01.2025 00:01
Haber Güncellenme Tarihi: 08.01.2025 12:38
Muhabir: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Bursa Su Kolektifi: Şirketlerin değil, halkın çıkarlarını koruyun!

Bursa Su Kolektifi (BSK), çevre sorunları ve ekolojik yıkımlara karşı mücadelesini sürdürüyor. Kolektif, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde mühürlenmesine rağmen çalışmaya devam eden Orhaneli Termik Santralini, İnegöl Sülüklügöl Köyü'nde altın madeni arama çalışmalarını ve müsilaj kirliliğini konu alan basın açıklaması gerçekleştirdi. Kolektif, yetkililere seslenerek çözüm taleplerini iletti.

Saat 12.30'da gerçekleştirilen basın açıklamasını Caner Gökbayrak ve Candan Göz okudu. 

'BURSA HALKI OLARAK MÜHRÜN ARKASINDAYIZ'

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 20 Aralık 2024 tarihinde Orhaneli Termik Santrali'ni mühürlediğini fakat şirketin mührü kırarak santrali filtresiz çalıştırmaya devam ettiğini duyurmuştu. Kolektif, Orhaneli Termik Santrali'nin 2015'te özelleştirildiğinde filtrasyon sistemine sahip olduğunu, santrali devralan Çelikler Holding'in günümüze kadar sahip olduğu filtre sistemini hiç kullanmadan 9 yıl boyunca havayı zehirlediğini hatırlattı. Gökbayrak, "Biz Bursa halkı olarak o mührün arkasındayız. Çelikler Holding yönetimine ve sökülen mühre karşı cezalandırma yapmayan devlet yetkililerine yeter artık, haddinizi bilin" dedi.

'ARITMA TESİSLERİNDE İLERİ BİYOLOJİK DÜZEYE ÇIKMASINDA YÜZDE 1 BAŞARI SAĞLANAMADI'

Müsilajın yeniden görünmeye başladığına dikkati çeken Gökbayrak, Kasım 2020'de Ergene nehrinin sanayi atık suyunun kapalı kanala alınıp Marmara Denizine derin deşarj yapıldığını, bunun sonucunda da 2021 yılında müsilajın önce deniz altında, ardından deniz yüzeyinde yayıldığını hatırlattı. Gökbayrak, "AKP yönetimi, göstermelik tedbirlerle sorunu halının altına süpürdü. Yetersiz nitelikte eylem planını uygulamaktan bile acizdiler. Müsilajı önleyecek en önemli uygulama olan arıtma tesislerinin ileri biyolojik düzeye çıkarılmasında yüzde 1 bile başarı sağlatamadılar. Müsilaj üç ay önce 5 - 25 metre derinlikte yeniden oluşmaya başladı. Son bir ayda Marmara denizinin altında hızla yayılıp Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi'ne sıçradı" diye konuştu. 

Gökbayrak, Nilüfer Çayının da kapalı kanala alınıp Marmara Denizi'ne derin deşarjı için proje hazırlandığına ilişkin duyum aldıklarını belirterek, "Biz Ergene Derin Deşarjının sona erdirilmesini talep ederken onlar kirlilikten ve kokudan rahatsız oldukları Nilüfer Çayını kapalı kanala alıp Marmara’ya derin deşarj yapmanın planlarını yapıyorlar. Şirketleri uygun deşarj yapmaya zorlamak yerine, onları yükümlülükten kurtaracak kapalı kanal atıksu projesi, halk sağlığına ihanet değil midir?" diye sordu.

'ALTIN MADENCİLİĞİ KALKINMA DEĞİL YIKIM GETİRECEK'

"Ekolojik yıkımlara sebep olan ve AKP saray rejiminde devleti yönetenler, halkın çıkarlarından çok şirketlerin çıkarını gözettiği diğer bir alan da madenciliktir" diyen Gökbayrak, kentteki altın madenciliği faaliyetlerine değindi. Orhaneli’de Varlık Fonu’na devredilen ve Sayıştay denetiminden muaf olan Koza Altın’ın 3 ruhsat alanı bulunuyor. Dört yıl önce arama yapıldığı halde İnegöl Eymir ve Sülüklügöl köylerinde 2024'de karotlu arama için 19 bölgede sondaj çalışması başlatıldı. Ekim 2022’de Orhaneli Akalan çevresinde Koza Altın, bitişik olan iki ruhsat alanına yöre halkının itirazları sonucunda Bursa Valiliği "ÇED Gereklidir" kararı verdi. Bu iki projeye sınırdaş olan üçüncü ruhsat alanı ise 11 Aralık 2023 tarihinde, DSİ’nin olumsuz görüşü ile ÇED süreci sonlandırıldı.

Türkiye asbest haritasına göre Sülüklügöl mevkiinde krizotil asbest bulunduğunu dile getiren Candan Göz ise, "Asbestin, akciğer kanseri ve yumurtalık kanseri dışında birçok akciğer hastalığına sebebiyet verdiği bilinmektedir. Etki alanı sadece proje alanı içinde değil, onlarca kilometre uzaktaki yerleşimleri bile tehdit edecek boyuttadır. Yani proje, altın madeni çıkarılmasından çok önce, daha ilk aşamada ölüm saçmaya başlayacaktır" dedi. Göz, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban’ın altın madenin çıkarılmasını desteklediğini, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in projenin karşısında durulması gerektiğini söylediğini hatırlatarak, "Alper Taban’a halka kulak vermesini ve altın madenciliğinin yöreye kalkınma değil yıkım getirecektir" dedi. 

Bursa’da tespit ettikleri ekoloji sorunları raporlayarak yerel yönetim temsilcilerine sunduklarını aktaran kolektif üyeleri, "Biz Bursa Su Kollektif üyeleri olarak kar hırsı içinde insanı ve doğayı yok eden şirketlere ve onlara bunun yasal yollarını açan, arkasını kollayan devlet makamlarına 'durun artık' diyoruz. Biz halkız ve bu ülkenin gerçek sahipleri bizleriz" ifadeleriyle açıklamayı sonlandırdı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.