Türkiye'nin dört bir yanından şehir tiyatroları ve birbirinden etkileyici oyunlar, Adana'da buluştu. 9. Şehir Tiyatroları Festivali 14 Ekim'de başladı. 5 Kasım'a kadar sürecek olan festivalde birbirinden güzel oyunlar tiyatroseverler ile buluşacak.
Haber Giriş Tarihi: 19.10.2024 19:55
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.2024 10:47
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Gürsel BAYRAKTUTAN
Adana, dediler…
Aklıma zaten aklımda olanlar geldi, kebap geldi, hem de bir buçuk… Şalgam geldi, meğer kara havuç ve turptan yapıldığı geldi, gezegenin en tuhaf tatlısı bici bici geldi, kozası, Altın Koza’sı, portakalı, Portakal Çiçeği, Çukurova’sında kavrulan ırgatları, Bereketli Toprakları’nda Boynu Bükük Ölenler’i geldi, Abdi Ağalar geldi, İnce Memedler geldi.
Yaşar Kemal geldi, Yılmaz Güney omuz başında, Ferdi baba geldi, Müslüm baba koşarak geldi, Abidin Dino, Şener Şen, kimler kimler geldi…
Şahsına münhasır dili ve edebiyatı, saygı duyulası küfürleri geldi, o küfürlerin muhtemel sebebi, güneşe kurşun sıktıran sıcağı geldi, üçüncü sayfayı boş bırakmayan adliyesi, sonra Küçüksaat’i, derken Demirspor’u ve illa ki Fatih Terim’i geldi.
Sonra da Adana’da festival var, dediler, Adana Şehir Tiyatrosu’nun Şehir Tiyatroları Buluşması var, buyurun dediler ve güneyin bu münbit madeninde aklıma doluşanların üstünde, bir şemsiye gibi en tepede açılmış sanat geldi, tiyatro geldi, şölen-şenlik geldi.
Adana’ya geldik. Pek hoş bulduk…
***
Umduk ki, belki biraz serinlemiştir Adana, hani ekim ortasındayız ya, ama heyhat… Hala otuz derece, yanında boğucu nem. Olsun, ne gam. Açılış gecesi, 525 koltuklu Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda boş yer yok, davetiye için gişe önünde kuyruk var, ne mutlu.
Görülüyor ki, şehir tiyatroyu, şehir tiyatrosunu sahiplenmiş, zira tarihinde tiyatro var şehrin… Bakınca belgelere anlaşılıyor ki, Adana vilayeti dünün tiyatro kenti değil, ta 1880’lerde Tartüffe oynanmış dönemin ‘Frenk Valisi’namlı ıslahatçı Ziya Paşa’nın çaba ve gayretleriyle. 1950’lerin sonlarında şehir tiyatrosuyla tanışmış Adana, Harputta Bir Amerikalı ile, yazık ki yedi yıl sonra kapanmış perde… Boşluğu Halkevi kapatmaya çalışmış epeyce. 1974’de, 1981’de ve 1984’de bir açılmış bir kapanmış şehir tiyatrosu. Takvimler 1981’i gösterirken Devlet Tiyatrosu yerleşik kadrosuyla hizmete girmiş. Ve nihayet 2001’de, ömrü uzun olsun, Resimli Osmanlı Tarihi ile bir daha kapanmamak dilek ve temennisiyle Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu tiyatro severlere ‘merhaba’ demiş…
Bu kurum 23. yılında oyunlarıyla, oyuncularıyla ve özellikle de dokuz yıldır sürdürdüğü festival ile Adana’nın değerine değer katıyor. Türk tiyatrosunun değerli, muteber buluşmaları arasında şimdiden haklı bir yer edinen bu sanat karnavalının bu yılki sloganı Adana’da Olmak Ya da Olmamak… Mersin’den Uşak’a, Bursa’dan Mezitli’ye, Konya’dan Kıbrıs Güzelyurt’a, Manisa’dan Giresun’a, 19 şehir tiyatrosu 5 Kasım’a’ kadar burada… Kafkas tebeşir Dairesi, Tersine Dünya, Vatan Kurtaran Şaban, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, Hedda Gabler ve daha ne oyunlar…
Usta tiyatrocu Zihni Göktay festivalin şeref konuğu olarak sahnede
Geceye dönersek…
Açılış konuşması için Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar kürsüde, Adana’yı ‘hoşgörü kenti, Cumhuriyet kenti ve Atatürk kenti’ Adanalı’yı da, ‘sanata değer veren mert ve delikanlı’ diye tarif ediyor, salon tarifleri alkışlarla onaylıyor.
Ve oyun öncesi bir vefa, bir saygı, bir kadir kıymet gösterisi. Lüküs Hayat’ın Rıza’sı, Cibali Karakolu’nun Komiser Cafer’i, tiyatronun efsanelerinden Zihni Göktay şeref konuğu olarak sahnede. Hak ettiği alkışlar arasında, ’60 yıldır çalışıyorum, çalışmaya devam’ diyor… Salon hürmetle eğiliyor ustanın önünde.
Ve salonun ışıkları sönüyor, hayatı yıldızların aydınlatacağı vakit geliyor. Festivalin açılışında İstanbul Şehir Tiyatrosu Uçurtmanın Kuyruğu ile arz-ı endam ediyor. Savaş Dinçel’in kıymetli metni, Barış Dinçel’in rejisinde hayat buluyor. Hele ki perdenin önündeki iki genç. Müthiş. Gün Koper ve Ali Yoğurtçuoğlu. Enerjileri ve oyunculukları üst düzey. Soluksuz izledik, var olsunlar…
Ve özel bir paragraf Seyfettin Süha Erol için… Adana Şehir Tiyatrosu Sanat Yönetmeni bu çalışkan genç adam, dokuzuncu seferine çıkmış festival gemisinin kaptanı. Tiyatro festivali gibi bunaltıcı ve stres eşiği yüksek bir organizasyonun altından alnını akıyla çıkıyor.
***
Aklımızı, aklımızdakileri geride bırakıp bir dahaki buluşmaya kadar veda ediyoruz Adana’ya…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Adana'da olmak ya da olmamak...
Türkiye'nin dört bir yanından şehir tiyatroları ve birbirinden etkileyici oyunlar, Adana'da buluştu. 9. Şehir Tiyatroları Festivali 14 Ekim'de başladı. 5 Kasım'a kadar sürecek olan festivalde birbirinden güzel oyunlar tiyatroseverler ile buluşacak.
Gürsel BAYRAKTUTAN
Adana, dediler…
Aklıma zaten aklımda olanlar geldi, kebap geldi, hem de bir buçuk… Şalgam geldi, meğer kara havuç ve turptan yapıldığı geldi, gezegenin en tuhaf tatlısı bici bici geldi, kozası, Altın Koza’sı, portakalı, Portakal Çiçeği, Çukurova’sında kavrulan ırgatları, Bereketli Toprakları’nda Boynu Bükük Ölenler’i geldi, Abdi Ağalar geldi, İnce Memedler geldi.
Yaşar Kemal geldi, Yılmaz Güney omuz başında, Ferdi baba geldi, Müslüm baba koşarak geldi, Abidin Dino, Şener Şen, kimler kimler geldi…
Şahsına münhasır dili ve edebiyatı, saygı duyulası küfürleri geldi, o küfürlerin muhtemel sebebi, güneşe kurşun sıktıran sıcağı geldi, üçüncü sayfayı boş bırakmayan adliyesi, sonra Küçüksaat’i, derken Demirspor’u ve illa ki Fatih Terim’i geldi.
Sonra da Adana’da festival var, dediler, Adana Şehir Tiyatrosu’nun Şehir Tiyatroları Buluşması var, buyurun dediler ve güneyin bu münbit madeninde aklıma doluşanların üstünde, bir şemsiye gibi en tepede açılmış sanat geldi, tiyatro geldi, şölen-şenlik geldi.
Adana’ya geldik. Pek hoş bulduk…
***
Umduk ki, belki biraz serinlemiştir Adana, hani ekim ortasındayız ya, ama heyhat… Hala otuz derece, yanında boğucu nem. Olsun, ne gam. Açılış gecesi, 525 koltuklu Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda boş yer yok, davetiye için gişe önünde kuyruk var, ne mutlu.
Görülüyor ki, şehir tiyatroyu, şehir tiyatrosunu sahiplenmiş, zira tarihinde tiyatro var şehrin… Bakınca belgelere anlaşılıyor ki, Adana vilayeti dünün tiyatro kenti değil, ta 1880’lerde Tartüffe oynanmış dönemin ‘Frenk Valisi’namlı ıslahatçı Ziya Paşa’nın çaba ve gayretleriyle. 1950’lerin sonlarında şehir tiyatrosuyla tanışmış Adana, Harputta Bir Amerikalı ile, yazık ki yedi yıl sonra kapanmış perde… Boşluğu Halkevi kapatmaya çalışmış epeyce. 1974’de, 1981’de ve 1984’de bir açılmış bir kapanmış şehir tiyatrosu. Takvimler 1981’i gösterirken Devlet Tiyatrosu yerleşik kadrosuyla hizmete girmiş. Ve nihayet 2001’de, ömrü uzun olsun, Resimli Osmanlı Tarihi ile bir daha kapanmamak dilek ve temennisiyle Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu tiyatro severlere ‘merhaba’ demiş…
Bu kurum 23. yılında oyunlarıyla, oyuncularıyla ve özellikle de dokuz yıldır sürdürdüğü festival ile Adana’nın değerine değer katıyor. Türk tiyatrosunun değerli, muteber buluşmaları arasında şimdiden haklı bir yer edinen bu sanat karnavalının bu yılki sloganı Adana’da Olmak Ya da Olmamak… Mersin’den Uşak’a, Bursa’dan Mezitli’ye, Konya’dan Kıbrıs Güzelyurt’a, Manisa’dan Giresun’a, 19 şehir tiyatrosu 5 Kasım’a’ kadar burada… Kafkas tebeşir Dairesi, Tersine Dünya, Vatan Kurtaran Şaban, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, Hedda Gabler ve daha ne oyunlar…
Usta tiyatrocu Zihni Göktay festivalin şeref konuğu olarak sahnede
Geceye dönersek…
Açılış konuşması için Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar kürsüde, Adana’yı ‘hoşgörü kenti, Cumhuriyet kenti ve Atatürk kenti’ Adanalı’yı da, ‘sanata değer veren mert ve delikanlı’ diye tarif ediyor, salon tarifleri alkışlarla onaylıyor.
Ve oyun öncesi bir vefa, bir saygı, bir kadir kıymet gösterisi. Lüküs Hayat’ın Rıza’sı, Cibali Karakolu’nun Komiser Cafer’i, tiyatronun efsanelerinden Zihni Göktay şeref konuğu olarak sahnede. Hak ettiği alkışlar arasında, ’60 yıldır çalışıyorum, çalışmaya devam’ diyor… Salon hürmetle eğiliyor ustanın önünde.
Ve salonun ışıkları sönüyor, hayatı yıldızların aydınlatacağı vakit geliyor. Festivalin açılışında İstanbul Şehir Tiyatrosu Uçurtmanın Kuyruğu ile arz-ı endam ediyor. Savaş Dinçel’in kıymetli metni, Barış Dinçel’in rejisinde hayat buluyor. Hele ki perdenin önündeki iki genç. Müthiş. Gün Koper ve Ali Yoğurtçuoğlu. Enerjileri ve oyunculukları üst düzey. Soluksuz izledik, var olsunlar…
Ve özel bir paragraf Seyfettin Süha Erol için… Adana Şehir Tiyatrosu Sanat Yönetmeni bu çalışkan genç adam, dokuzuncu seferine çıkmış festival gemisinin kaptanı. Tiyatro festivali gibi bunaltıcı ve stres eşiği yüksek bir organizasyonun altından alnını akıyla çıkıyor.
***
Aklımızı, aklımızdakileri geride bırakıp bir dahaki buluşmaya kadar veda ediyoruz Adana’ya…
Nice 9 yıllara Adana Şehir Tiyatroları Festivali…
En Çok Okunan Haberler