Okuyacağınız yazı bir fotoğraf hikâyesi gibi görülse de aslında bu bir umudun, ‘Umut’ların hikâyesi.
Başlayalım o zaman:
Ekrem İmamoğlu’nun salona girerken olduğu gibi salondan ayrılırken de önümden geçeceğini anlayınca, telefonumun ekranında 2019 yılında yazdığım “İmamoğlu Nanoteknolojik Çıktı” yazımı hazır ettim. Kalabalık güruh ortasında kendisine uzanan elleri selamlayarak önümden geçerken de telefonumu ekranımı göreceği şekilde kendisine uzattım. Ekranda ne yazdığını okuyabilmek için hafifçe eğildi ve başlığı görünce yüzünde beliren “Ayy” ifadesi ile bu kez elini o uzattı bana ve diğer elini de göğsüne götürdü.
İşte o birkaç saniyelik anlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi basın biriminin kamerasına takılmış. Ki gazeteci arkadaşlara insan çeker yahu demiştim.
Sonra bu fotoğrafı Bursaport’un “İmamoğlu Bursa’da” haberi paylaşımında gördüm. Fotoğrafı kendime de istedim.
Daha güzeli oldu ve Pelin bu fotoğrafı benim “İktidar milletin iktidarı olsun!” başlıklı yazımın içine de koydu. Daha sonra Zafer Opsar fotoğrafı orijinal boyutu ile e-mailime yolladı. Bana da fotoğrafın hikâyesini anlatmak kaldı.
Fotoğrafın sol tarafında görünen ve konuşması boyunca Ekrem İmamoğlu’nu pür dikkat dinleyen ve adının Umut Cepe olduğunu öğrendiğim genç delikanlı İmamoğlu konuşma yaptığı kadar ona el sallamış, bayrak sallamış, alkış yapmış, slogan atmıştı. Her tepkisi yerindeydi. Son derece ciddiydi. Belli ki memleket meselelerini şimdiden dert edinmişti ve gelecekte ne olacağı şimdiden belliydi.
Fotoğrafta gördüğüm üzere İmamoğlu yanımızdan geçerken o da böyle uzatmış elini.
O günü anlattığım “İktidar milletin iktidarı olsun!” başlıklı yazımda gençlerin heyecanını çok etkileyici bulduğumu yazmıştım.
Tüm gençlerin umudunun ete kemiğe bürünmüş canlı bir örneği olarak konuşma boyunca yerinde duramayan Umut’un (ben de yerimde duramayarak) fotoğraflarını ve kısa bir videosunu kaydettim. Bu kayıtları sosyal medyada paylaşabilir miyim diye sordum. İsmini de vererek izin verdi.
13 Mart 2025 — Umut Cepe
Daha sonra bana (son derece düzgün bir Türkçe ile yazılmış) bir e-posta yollayarak paylaşımlarımı beklediğini yazdı. Ben kendisine paylaşımların bağlantılarını yolladım. Kendisini sayfalarımda gördüğü zamanki duygularını ve geleceğe dair beklentilerini yazdığı mailleşmelerimiz oldu.
Umut beni çok umutlandırdı.
Tıpkı 27 Mart 2015 tarihli bir CHP toplantısında tanıdığım, o dönemde CHP Gençlik Kollarında yer alan, şimdi ise Ankara’da Siyasi Danışmanlık yapan Mustafakemâlpaşalı Umut Sert gibi.
27 Mart 2015 — Umut Sert
Umarım tüm kötülükler ve tüm kumpaslar coşkun akan bu umut çağlayanının önünde duramaz ve yok olup giderler…
Giderler de; hepimizin hasret kaldığı refah içinde yaşanan huzurlu günlere bir an önce kavuşuruz.