İYİ Parti'nin HDP 'takıntı'sı artarak devam ediyor. Bu takıntı sürdüğü sürece 'altılı masa'dan demokrasi adımları beklemek boşunadır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütün iyi niyetli çabalarına rağmen, özellikle İYİ Parti'nin tavrı nedeniyle, 'altılı masa' geleceğe ilişkin somut bir program ortaya koyamadı. Anlaşılıyor ki İYİ Parti'nin politikası, Cumhur İttifakı'na daha yakın.
"Atılılı masa'da kendilerini bir araya getiren, hatta bir çoğunu siyasette var olmasını sağlayan Kılıçdaroğlu'nu, "kazanacak aday" vurgularıyla cumhurbaşkanı adayı olarak istemediklerini dolaylı bir biçimde ifade etmeleri, bir kere etik olmayan, vefasızca ve tam da genel sağ siyasete yakışan bir tavır olarak ortaya çıkıyor.
Altılı masa, kendi arasından bir cumhurbaşkanı adayı çıkaramayacaksa o zaman niye bir araya geldiler. "Bizden biri bu görev için uygun değil, başkasını aday gösterelim" diyorlarsa siyaseti bırakıp gitsinler. Ancak, belli ki niyet farklı; alevi inancına sahip bir yurttaş aday olmasın, solcu bir kişi aday olmasın, Kürtler oy verebilirler ama siyaset yapmasın, solcular siyasette zinhar olmasınlar; bütün dertleri bu.
İYİ Parti'nin, gayet meşru bir zeminde siyaset yapan HDP'yi ve diğer sol partileri muhatap kabul etmeyerek meşru siyasetin dışına itmeye çalışması demokrasi, hak, hukuk, adalet söylemlerinde hiç de samimi olmadığını gösteriyor. Ne yazı ki bunların demokrasi, hak hukuk adalet gibi bir dertleri yok.
Diğer partiler gibi meşru siyasette var olma hakkı olan HDP'nin ve ona oy veren seçmenin desteğini almadan muhalefetin cumhurbaşkanı adayının seçimi kazanabilmesi neredeyse imkânsız olduğuna göre şu soruyu sormamız gerekiyor: İyi Parti hangi ittifak için çalışıyor?