Özgür Özel'e açık mektup

Sn Özgür Özel,

Sizler çok uzun zamandır CHP yönetimindeydiniz. Son kertede CHP Genel Başkan oldunuz. 31 Mart Yerel Seçimlerinde teveccüh edip partinize oy veren seçmenlerinizin sizden çok büyük beklentileri vardır.

Sn. Özel,

Siz RTE'yi bizlerden daha iyi tanıyorsunuz. Size karşı, yumuşama (normalleşme) söylemlerine bakmayın; muhatabınızın normlara uygun davranması mümkün değildir. Normalleşme demek, en başında anayasaya uygun davranmaktır. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uymaktır. Hukuka, adalete uygun davranmaktır. Ancak, RTE'nin hukuka uymak için en küçük bir yönelimi yoktur. Tam tersine her uygulaması hukuksuzdur. Zira, zaten kendisi iyi bilir ki anayasaya, hukuk kurallarına uygun davranması halinde siyaseten yok olacak ve şimdiye kadar yaptığı hukuksuzluklar için adalet karşısında hesap verecektir.

Sayın Özel,

RTE'nin size yumuşak davranması, sizi yumuşatmak istemesidir. AKP, 22 yıllık iktidarının en zayıf ve en güçsüz dönemindedir. Karşınızda siyasi olarak demokrasi içinde vurulsa yıkılacak bir iktidar vardır. Çünkü size çok ihtiyacı var. Size yanaşıyor, muhalefet için oyun kuruyor; bir taraftan yumuşama söylemi, diğer yandan muhalefete çengel atıyor. RTE'nin zamana ihtiyacı var. İktidar ekonomiyi çökertti. Biraz para bulurlarsa herkesin pabucunu dama atarlar. Bunları siz de biliyorsunuz ve temkinli davrandığınızı söylüyorsunuz. Ancak, bu görüşmede CHP olarak her hangi bir kazancınız yoktur.

Sizlerin de müdahale etmediğiniz 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandumda, yasaya aykırı milyonlarca mühürsüz pusula ve zarflar YSK tarafından geçerli sayılarak tek adam rejimine geçildi ve RTE hukuksuz bir cumhurbaşkanı oldu.

Yine, Anayasanın 101. Maddesinde “Adaylık ve Seçimi (Madde 101) ... Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” diye açık açık belirtildiği halde, ikinci döneminden sonra üçüncü kez devlet imkânlarını kullanarak girdiği seçimlerle yeniden hukuksuz Cumhurbaşkanı oldu.

Bu güne kadar yaptığı hukuksuz icraatları bir tarafa bıraksak bile, seçilmesi açısından meşru olmayan bir Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyasınız. Siz hangi normalleşmeden bahsediyorsunuz?

Kamuoyunda, AKP ile bir (birkaç) bakanlık alarak koalisyon yapmak istediğiniz konuşuluyor. Cumhur İttifakında bozulma ihtimali var sayılarak -ki ben mümkün görmüyorum- böyle olsa bile AKP'nin yükünü sizin sırtınıza yükleyecek ve onun günahlarına (suçlarına) ortak olacaksınız.

Sn. Özel,

Görüşmelerinizde muhatabınıza, içinde bulunduğumuz perişan halin esas nedeninin tek adam rejimi olduğunu dile getirip, rejime son verilmesi ve güçler ayrılığının olduğu demokrasiye geçilmesini neden istemiyorsunuz?

Siz halkın sorunlarını çözmesi için birinci elden Cumhurbaşkanına anlatıyoruz derken, AKP iktidarı yeni adımlar atıyor. Laikliği hiçe sayan ve eğitim müfredatını dinselleştiren yasa tasarısı hazırlanıyor. Yetmiyor, TV'lerde yer alan habere göre, yapılan kanun tasarısıyla Silahlı Kuvvetlere personel alımı AKP iktidarının bakanının uhdesine veriliyor. AKP, her adımını, her politikasını tek adam rejimini tahkim etmek için atıyor.

Sn. Özel,

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ittifak açıklamasına verdiğiniz yanıtta, ... “Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın. Memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz” dediniz. İktidar cenahından gelen tepkiler üzerine ekonominin çökertildiği anlamında tevil ettiniz. Hâlbuki, tevil etmeden önce yaptığınız MHP ve AKP'yi suç ortağı olduklarını belirtmeniz çok doğru idi. Suç ortaklarının herhangi biriyle normalleşme olmaz.

Halk size iktidar olmanız için oy veriyor. Partinize oy veren seçmenlerinizin sizden çok büyük beklentileri vardır. Siz ise halkımızın taleplerinin karşılanması ve sorunlarının çözülmesi için iktidara havale ediyorsunuz.

Halkımız, size sorunlarının çözümünü için iktidara havale etmek için oy vermedi. Seçmenlerinizin sizden talebi, iktidara karşı etkin mücadele ederek iktidara gelmeniz ve taleplerini iktidarınızda yerine getirmenizdir.

CHP Genel Başkanı ve CHP lideri olarak sizin, arkanızdan gelen milyonların öfkesini dindirmek değil, önderlik ederek ve onların iktidara olan tepkilerimi arkanıza alarak iktidara yürümektir.