Yumuşama, normalleşme teranesi!

Siyasette yumuşama ve normalleşme havası estiriliyor. Yerel seçimlerde en yüksek oyu alan CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü.

Özgür Özel cephesinde normalleşme (yumuşama) devam ederken, karşı taraf ise yumuşama görüntüsü verip, pratikte sert mesajlar veriyor.

Özgür Özel, hem RTE, hem de Bahçeli ile görüşmesi sonrası verdiği mesajda “çok verimli görüşmeler yaptıklarını” söylerken karşı taraf, yandaş medyasıyla birlikte Özgür Özel’i övüyor; buna karşın, ülkenin perişan hale gelmesine sebep olmuş gibi CHP eleştirilip, uyarılar yapılıyor.

Özgür Özel, AKP Genel Başkanı ile görüşmeden önce, Anayasa Mahkemesi'nce Taksim Meydanı'nın işçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlayacağı meydan olduğunu tescil etmesi sonrası, 1 Mayıs’ı emekçilerle birlikte Taksim Meydanı’nda olacağını söyledi. Buna karşın, 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nı kuşatan İktidar, emekçilerin bayramını kutlamasına izin vermedi. Buna rağmen Özel, RTE ile randevusunu iptal etmedi.

RTE, partisinin grup toplantısında verdiği mesajda, “Türkiye’de siyasetin bir yumuşamaya ihtiyacı var ve biz bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz. Biz hiçbir zaman kutuplaşmanın tarafı olmadık. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamını kucakladık. Milletimizin her bir ferdini ortak paydada buluşturmak için mücadele verdik” diyor. Görüyor musunuz, tek bir özeleştiri, geri adım atma yok. Ülkedeki kutuplaşmanın sebebinin, aklımızla alay eder gibi muhalefet olduğunu kamuoyuna lanse ediyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu'nda düzenlenen İdari Yargı Günü ve Danıştay'ın 156. Kuruluş Yıldönümü Töreni'nde yaptığı konuşmada, "Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat. Yargının toptancı bir anlayışla kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarımıza ve mensuplarımıza çamur atılmasını asla kabul edemeyiz" ifadelerini kullanıyor ve yargının içine düşürüldüğü kanunsuzluğun, adaletsizliğin, pespayeliğin eleştirilmesine bile tahammül edemiyor. Yani, yumuşama dediği şey, “bizi eleştirmeyin” demek istiyor.

9. Yargı Paketi’nde yer aldığı ifade edilen yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye'deki casusluk faaliyetlerinin önlenmesi için “yeni tip casusluk” suçlaması ve infaz süresi düzenlemesiyle, araştıran yazarları ve gazetecileri susturmak için yepyeni bir suç üretiyorlar.

Yirmi iki yıldır bu ülkede muhalefete illet, zillet diyen, PKK'lı, FETÖ'cü diye ayrıştıran, halka zulmeden, siyasetçileri, gazetecileri, aydınları zindana atmaktan çekinmeyen, insanların fikirlerinden dolayı acımasızca, adaletsizliğe mahkum eden Recep Tayyip Erdoğan'ın değişmesi, yumuşaması, normalleşmesi mümkün değildir.

Anayasa takmaz, hukuk tanımaz tavrını son güne kadar sürdüren, Milli Eğitim Bakanı'nın okullarda uygulayacağı "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile rejimin pekiştirilmesine ara vermeden devam eden AKP Genel Başkanı'nı, 'tarihi görüşme', adı altında CHP Genel Başkanı ile görüşme yaparak oyununu oynuyor.

AKP, 22 yıllık iktidarında uyguladığı politikalar ile mafya çeteleri ülkede cirit atmış, devlette yuva yapmış, devlette kanun, kural, adalet kalmamış, ekonomiyi mahvetmiş, halkı perişan etmiş ve iktidar çok sıkışmıştır. Çok zor durumdadır. Bunun için muhalefete ihtiyacı vardır. Dereyi geçinceye; algıları içte ve dışta kendi lehine değiştirene kadar siyasetin, muhalefetin yumuşaması lazım. Yeter ki muhalefet gerçekleri sert biçimde yüzlerine haykırmasınlar...

Politik Yol internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni ve CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Haydar Fırat, “Almanya’da Sosyal Demokrat Parti ve Hristiyan Demokrat Parti ile birlikte Almanya’nın sorunlarını çözdüklerini söyleyerek, biz burada niye yapmayalım” diyor. 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimde AKP'nin iktidarı kaybetmesinden sonra aylarca istikşafı görüşmeleri ile CHP’yi oyalayıp, sonunda ülkeyi bir terör ve şiddet sarmalına soktuğu, sonra yenilenen seçimde başarı sağlayan RTE olduğunu bilmiyormuş gibi, AKP ile koalisyonu ima ediyor. CHP, AKP’ye kendisini kuşattıracak, teslim alınacak bir parti değildir; olmamalıdır.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen katıldığı bir TV’de sorulan soruya verdiği yanıtta, Özgür Özel'in RTE ile görüşmesinin bir müzakere olmadığı, halkın can alıcı sorunlarını devlete, devleti temsil eden Cumhurbaşkanına birinci elden anlatıldığını, önümüzdeki süreçte AKP ve liderinin bu sorunların çözüm getirip getirmeyeceğini takip edeceklerini söylüyor. Tabii ki bu tavır doğrudur. Ancak, AKP-MHP koalisyonu, AYM ve AİHM kararlarını uygulamayıp, anayasayı askıya alarak cumhuriyete ihanet ettiği halde, CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Haydar Fırat'ın, Türkiye’nin ve halkın sorunlarını asla çözmeyecek olan AKP ile birlikle çözeceklerini ifade etmesi kafa karıştırıyor.

Özgür Özel, muhalefeti arkasına alarak iktidara mı yürüyecek, yoksa muhalefet, uçuruma doğru yol alan RTE iktidarının rüzgarını keserek, imdadına mı yetişecek?

Hani sokakta, Meclis'te, her platformda toplumsal muhalefetle birlikte iktidara karşı mücadele edilecekti? Siyasi muhalefet boşluğu devam etmektedir. Görüyoruz ki toplumsal muhalefet, siyasi partilerin çok ilerisinde. Anlaşılıyor ki Özgür Özel, istemeden de olsa, AKP iktidarının muhalefet üzerinde operasyon yapmasına çanak tutuyor. CHP'nin yeni yönetimi ile AKP iktidarını kurtararak, onun imdadına yetişmeyi tercih ediyor. CHP bu operasyona gelmemelidir.

Özel'in yaptığı temaslarla RTE' yi meşrulaştıracak bu görüşmelerin olası olumsuz sonuçlarından çok kaygılıyız.

Siyasette yumuşama olmuyor, muhalefet yumuşatılıyor. Yumuşama’ sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın bir algı operasyonudur. Esas hedefi muhalefeti parçalamaktır. Erdoğan, yumuşama ortamı adı altında esas hedefine, rejimi pekiştirmeye doğru gidiyor.

Normlara uymayan, muhalefete çirkin ve kin dilini her zaman kusabilen iktidara karşı normalleşme, yumuşama diye bir şey söz konusu olamaz; iktidara karşı mücadele edilir.