Egemenlik Milletindir

"Bugün burada, bu yüce Meclis'te bir çocuk olarak sesimi duyurabiliyorum. Bu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize miras bıraktığı Cumhuriyet'in eseridir! O halde bu emaneti daha da yüceltmek için hep birlikte çalışalım. Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Çünkü biz varız! Biz geleceğiz! Bu özel günü bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ve minnetle anıyorum.”

TBMM Çocuk Özel Oturumu'nda söz alan 5. sınıf öğrencisi Melike Sena Demirhan’ın sözleri Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara olan güveninin en somut göstergesidir.

Aradan yüzyıllar da geçse 19 Mayıs 1919’da yakılan çoban ateşi asal sönmeyecek…

Osmanlı Devleti’nin yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden beri;

Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur.

İlelebet de öyle olacaktır.

Padişah özentileri de,

Satılmışlar da,

Ülkenin DNA’sı ile oynayanlar da örümceklenmiş zihinlerinde yuvalanan emellerine asla erişemeyeceklerdir.

Çünkü Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolun taşları;

18 Mart 1915,

19 Mayıs 1919,

23 Nisan 1920,

30 Ağustos 1922 ve

29 Ekim 1923’te inançla ve kararlılıkla döşenmiştir.

23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının millet iradesini var sayarak oluşturdukları kurucu mecliste din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın kurtuluş ve kuruluş için yanyana gelen milletin mebusları saray saltanatına son verdiler.

Dış güçler ve onların saraydan beslenen işbirlikçilerine direndiler.

Kar kış, gece gündüz, sıcak soğuk demeden bağımsızlık uğruna millet iradesini hakim kıldılar.

29 Ekim 1923’de Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni ilan ettiler.

Aydınlanma Devrimi’ni gerçekleştirdiler.

Hilafeti kaldırdılar.

Birinci Meclis’te Bursa’nın iradesini yansıtmak üzere görev alan 7 vatanperver Emin Erkul, Hasan Fehmi Kolay, Muhittin Baha Pars, Mustafa Fehmi Gerçeker, Necati Kurtuluş, Osman Nuri Özpay ve Abdullah Servet Akdağ’ın da yer aldığı o yüce Meclis’in geçici anayasa niteliği de taşıyan ilk kararları tüm saldırılara karşın hala geçerlidir.

1. Artık yüce Meclis’in üstünde hiçbir güç yoktur.

2. Meclis’in seçtiği ve Meclis’e karşı sorumlu bir hükümet kurmak gereklidir.

3. Geçici bir hükümet başkanı seçmek veya bir padişah vekili belirlemek uygun değildir.

4. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır, Meclis adına yetkili ve Meclis’e karşı sorumludur.

5. Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman Meclis’in düzenleyeceği yasaya göre yerini alır.

Melike Sena ve arkadaşları da kanla irfanla yazılmış o kararlara sahip çıkacaklar ve yeni kuşaklara aktaracaklardır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.