SON DAKİKA

Sofradaki yerimiz hala aynı!

Yazının Giriş Tarihi: 09.03.2025 23:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2025 00:12

“Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız”

Büyük usta Nazım Nazım Hikmet’in seksen yıl önce tanımladığı gibi o sofrada hala yerimizi ne yazık ki bulamadık. Üstelik öküzün yanında bile olmaya razı olan, o kadar çok kadının hikayesi yarım kalmışken ve her geçen gün sayıları daha çok artarken.

Bakın, 2023 verilerine göre, Türkiye'de 15-49 yaş aralığındaki kadınlar arasında eşlerinden şiddet görenlerin oranı yüzde 32 ile OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyoruz. Bu sayıya bir de sevgili, abi, amca ve dayıları tarafından öldürülen kadınları ilave edelim. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi tedavülden kaldırıldıktan sonra ölüm oranının her yıl daha çok arttığı gerçeği var. Mesela, bu yılın (2025) son iki ayında Türkiye'de 64 kadın öldürüldü. 64 evin ocağı söndü.

Yine kadınlar konusunda sahip olduğumuz kötü ünvanlarımızdan biri ise, temsilde adaletin olmadığı ülkelerin başında yer almamız. Dünya Ekonomik Forumu'na göre cinsiyet eşitsizliği konusunda katılan 146 ülke arasinda, 127. Sıradayız. Bizden bir sonraki ülke ise Suudi Arabistan. Avrupa sıralamasında ise 40 ülke arasında ne yazık ki sonuncuyuz. Yani erkeklerle eşit falan değiliz. Cumhuriyet'in kazanımları ile birlikte her ne kadar hakim, doktor, gazeteci, siyasetçi olarak toplumda yer almış olsak da, hak ettiğimiz yerde hiç değiliz.

Temsilde adalet diyoruz ama Meclis'te bile ancak yüzde 20.1 oranında temsil ediliyoruz. Yani yüz milletvekilinin içinde sadece yirmisi kadın. 28. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, kadın milletvekili oranı ile kadının Meclis'teki yeri de yerle bir.

"Dünyada her şey kadınların eseridir" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partinin Meclis'teki kadın oranı ne yazık ki yüzde 17, İYİ Parti'nin yüzde 13. AKP'nin ise yüzde 18. Yüzde 49 oranında kadın milletvekili ile DEM, Meclis'teki genel oranı yükselten parti.

2025 yılını Aile Yılı ilan eden iktidarın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi içinde “Kadının Güçlendirilmesi” için ayırdığı ödenek yaklaşık 6 milyar, “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” başlığı altında ise yaklaşık 16,7 milyar TL. Bu örnekten anlaşılan o ki, kadının özellikle evde var olabileceği teşvik ediliyor.

İktidarın, kadınların güçlenmesini sağlayacak politikalara nasıl baktığını görüyoruz ancak, muhalefetin, bu konudaki net düşüncesini merak ediyordum ki, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kutlaması dolayısı ile yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kadının siyasette eşit temsil edilmesi gerektiğinden bahsedince, yüreğime su serpmiş oldu. O da partide birçok şeyle birlikte Meclis aritmetiğinin değişmesi gerektiğinin farkında. Zaten Genel Başkan seçildikten sonra Parti Meclisi'nde yüksek oranda gençlere ve kadınlara yer vermesi bunun göstergesi.

CHP Parti Meclisi'nin genç üyelerden biri olan Canan Taşer’e de bu konuyu sorduğumda, yarısı kadın olan bir toplumda siyasette de temsil oranının yüzde elli olması gerektiğini söylemesine sevindim.

Birkaç gün önce CHP'nin duayen ismi, önceki dönem Bursa İl Başkanlarından Şahin Gencal'ın tanıştırdığı, 24 yaşında, çiçeği burnunda bir avukat olan Canan Taşer’e "siyasetteki hedefini" sorunca da hiç düşünmeden "iktidar olmak" diye cevap vermişti. Canan Taşer gibi genç kadınların siyasette üst seviyelerde yer bulmaları kadınların da toplumda hak ettikleri yerde olmalari için önemli bir adım. Ülkeden umudunu keserek geleceğini yurt dışında arayan yaşıtları yerine, bu genç kadının siyasetteki çalışma azmi ve gözlerindeki ateş, kadınların dünyayı değiştirme gücüne olan inancımı artırdı. Özellikle Meclis'te, yumruk sesi yerine, topuk sesini duymamız, toplumdaki erkek şiddetinin azalmasına sebep olacaktır.

Didem Madak'ın dediği gibi; Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna. Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa, tozlar havalansa.

İşte o zaman 8 Mart kutlanmaya değer bir gün olur. Kutlu olsun artık.

Sofradaki yerimiz hala aynı!

09.03.2025 23:51

“Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sa

Benim ilçemin oyları da satılık!

29.03.2024 20:50

Geldiğim ilk günlerde, siyaset konusunda kurgularını bozma ihtimaline karşı, daha ağzımı açmadan susturmaya çalışmalarını anlamamıştım. Birkaç gün sessiz bir şekilde çevreyi izlemeye ve neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Birileri bir şey anlatıyor, siyaset konuşuyor, ama söylediklerinden birşey

Yorgun olmayan demokrat

23.03.2024 08:20

Elli yıldır bir arpa boyu yol alınamadığı için mücadele yorgunu ve umutsuz olan sosyal demokratların “yorgun demokrat” olanlarından değil o. Türkiye'de demokrasinin gelişmesi ve yaşama geçmesi için hep çalışan ve hiç yorulmayan biri olarak biliyorum onu. SHP'de siyaset

Şehrin emini Bozbey

13.03.2024 10:19

CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, seçim hazırlığının ilk günlerinde, çalıştığım gazeteyi ziyareti sırasında sorduğum sorunun yanıtını geçiştirmişti. Sorum; “Diyelim ki seçimi kazandınız ve beş yıl boyunca Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı oldunuz. Başkanlığınızın sonunda,&n

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursaport.com En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.