En az gittiğimiz kıtalardan biri Amerika.
Coğrafya büyük.
Yol uzak,
Pazar enteresan,
Ve rekabet müthiş...
Ama mücadele edilebilir.
Şikago
Sanırım, elli kadar ülkeyi gezdim.
Perakendenin kalbinde yer aldım hep.
Amerika kıtasına, daha doğrusu Güney Amerika'ya 2004 yılında gitmiş, Rio karnavalını da izleme şansı yakalamıştım.
ABD eksikti.
Onu da geçen hafta hallettik, on gün kadar Şikago'da kaldım.
Her ürüne hikaye
Okanarasizm üzerinden twitlerimi takip edenler şanslıydı. Çok hoş perakende görüntüleri paylaşarak, özel notlar düştüm.
Benzerini hem http://www.perakende.org, hem de Mağaza Dergisi'nde yapacağız.
Ben sadece birkaç tespit yapacağım bugün.
Bir kere bu insanlar, sinekten yağ çıkarmasını çok iyi biliyor.
Her operasyonu marka haline getirip, hikayesini yaratarak hem kente, hem de kenti/ülkeyi ziyaret edenlerin gözünün içine sokuyorlar her fırsatta.
Gel de alma!
Yükseklik yaşam biçimi
Gökdelen bir sürü.
İki balkon koymuşlar 103. kata ve de zemini dahil her yanı camdan. Biraz adrenalin var yani. Emekleyerek gidip, sadece kafasını çıkartarak cam balkon zemininden aşağıya bakanlar da oluyor.
Giriş 18 dolar.
Profesyonel foto da çektirmek istersen bir 18 daha.
Ve üst katta 'beni al' diyen hediyelik eşyalar ile hoş kokular eşliğinde kahve çeşitleri.
Birinci katta ise, bütün Şikago'nun değerleri, hediyelik eşyalar üzerine taplanmış. Dev bir mağaza, en az 500 metrekare...
Yiyecek/içecek her çeşitten.
Gel de alma, gel de içme.
Spor çok, obezite de
Spor manyağı demek doğru...
Yapmasalar da izlemede fanatikler.
Barların tamamında spor programları açık... Beyzbol, basketbol, Amerikan futbolu, atletizm, boks, voleybol.
Say da say.
Hepsi.
Spor mağazaları da öyle; satışlar hiç durmuyor.
Biz mi, alışveriş manyaklarının arasına düştük bilemem.
Ve kulüplerin lisanslı ürünleri, inanılmaz pahalı ama o kadar da çok satıyor.
Bana bile verilen sipariş, orijinal beyzbol şapkasıydı. En ucuzu 20 dolar.
Çok katlı AVM'ler
Kent gökdelenler üzerine kurgulu olduğu için, AVM'ler de çok katlı.
Vızır vızır işliyor, sorun yok.
Tekstil pahalı,
Elektronik ucuz,
Çeşit inanılmaz,
Markalar savaş halinde,
Kahvaltı yok.
Çözüm o ki; simit burada acayip iş yapar. Çünkü hamur işini çok seviyorlar. Ve hatta o yüzden İtalya kadar, pizza da meşhur herifler.
Güleryüz
Gelelim, en önemli bulduğum ayrıcalığa:
- Müşteriye kelebek gibi davranıyorlar!
Sıkarlarsa öleceğimizi/kaçacağımızı, serbest bırakırlarsa daldan dala konacağımızı biliyorlar.
Ve bu kadar, gülen yüzlü çalışanı, ülkemde hiç görmedim.
Şaşıracak kadar ifade ediyorum ki, inanılmaz bir güler yüze sahipler.
Ve hatta sokaktaki insanlar da öyle güler yüzlü ki, sanırsınız kırk yıldır tanışıyorsunuz.
Darısı başımıza.
Başlık, epey zor bir soru üzerine kurulu. Yazması ise çok kolay. Herkesin bildiği, ama gözlerini yumduğu notları aktaracağım. Hele bir dinleyin bakalım, eksik bir şey yazacak mıyım? PATRONLAR ZOR DURUMDA ‘Ekonomik kriz’ dillerde pelesenk oldu. Ama, ‘yok öyle bir şey’ diyen birileri de var elbe
Bursa’da hava döndü… On beş gün önce başlayan Cumhuriyet duyuruları, aylar öncesinden değişen belediyeler, gülümseyen yüzler ‘ya aydınlık, ya karanlık’ uyarısına dikkat kesilen muhteşem Bursalılar… Hal böyle olunca, Can Yücel’in dizelerinde biraz değişim yaparak, Cem Karaca’nın marşı düştü aklıma:
Zaman zaman pek çok davranışlarını kabul edemediğim bu muhteşem taraftar için, gecikmiş bir yazı ve kocaman sevgi saygımdan önce, birkaç hatırlatma yapmam gerek: Çok garip değil aslında. Tehlike gözle görülür biçimde adım adım geldi her yıl. Adice bir tanım olan ‘kelle sayısı’ fikrini taşıyanlara
Binbir Gece Masalları Şehrazat ile yeniden canlandı. Kulaklarımıza ne çok hatıra, ne çok masalımsı anektodlar yerleşti önceki gece. Herkes bil(e)meyebilir belki ama, konserin son bölümünde, (az sonra diğer bölümlere de geleceğim, önce birkaç hatırayı eklemem lazım) dinleyiciler müziğe bir yerden aş
17 gün süren Paris 2024 Olimpiyat Oyunları; ülkemizin olimpiyatlara katılışının 100. yılıydı. Türkiye, Paris 2024’ten 8 madalyayla dönerken ‘ille de şampiyonluk ve altın madalya’ istemleri, 3 gümüş 5 bronz madalyamız ile son buldu. Oyunlarda, ABD 592 sporcu ile, Fransa 573, Avustralya 460, Almanya
Dünyamızdaki olumlu-olumsuz her şey, otomatik olarak ekonomi ile ilgili. Yalın bir araştırma ilgimi çekti. Bahçeşehir Finansal Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan verilerde, ülkelerin olimpiyat başarısının ekonomiyle olan ilgisi ortaya koyulmuş. Efe Gülkan ve Mert Uğur Küçük tarafından haz
Başarıya ulus olarak ne yazık ki açız. Bu nedenle umudumuz hiç tükenmiyor. Bakınız İstanbul; 2036 Olimpiyat Oyunları için 6.kez aday olmaya karar verdi. Birden Orhon Seyfi Orhon’un dizeleri geliverdi aklıma : Dünya döndükçe Umut fakirin ekmeği Ye Memet ye Ye Memet ye! … * Genel değerlendirm