Nitekim, Fenerbahçe-Bursaspor karşılaşmasının sonucunu belirleyen en önemli etken.
Anlatayım :
İstatistikler gösteriyor ki ve normal sonuç, Fenerbahçe'nin galip gelmesiydi, öyle de oldu.
Güç de Fener'de; bireysel kalite farkı da...
***
İzleyenler hak verecektir; izlemeyenler de öğrenecek :
Bursaspor sol kanattan hiç atak yapamadı, topu oyuna süremedi.
Çolaktı...
Ozan İpek olmayınca, hem sol kanat adeta yoktu, hem de topun oyuna sürüldüğü pozisyonlar berbattı.
Hoş olan taraf ise, galip gelmeyi isteyen Bursaspor olarak tescil edilmesi...
***
Şampiyon olmuş bir ekip, gelecek bütün yıllara ambargo koymak zorunda. Bu şart. Ve doğal olarak gereklerini yerine getirecek elbette. Ve ne yazık ki, pisi pisine giden geçtiğimiz sezon ve heba olan bu yıl; yönetsel sorunlar ile bir vizyonu da beraberinde getiriyor.
Vizyonda, orta sıralarda kalmak var ise, piyangodan şampiyonluk gelmiyor bakalım.
İkinci sınıf futbolcuları, star yapmak gibi düşleri var/dı sanki Bursaspor yönetiminin. Nitelikli futbolcular/yabancılar, bünyeye kazandırılamadı bir türlü.
Şans değil bu; iş görmezlik.
Bakınız; Ozan İpek olmadığında; ne denerseniz deneyin, yerini dolduracak ikinci bir oyuncuda kıtlık çekiyorsunuz.
Kadroda olsaydı, sonuç değişir miydi?
Kim bilir?
Belki...
***
Mücadeleyi iki ayrı devre ve iki ayrı mantalitede izledik.
Fenerbahçe'nin kazanmak gibi bir isteği hiç yoktu; garip...
Takımın ateşleyici gücü ve belki de böylesi zamanlarda her şeyi Alex; her alanda görev yapan, bir tarafına motor takılı, gerçek bir küçük dev adam.
Kale çizgisinde de o var, rakibin ensesinde de o... Orta alanda oyunu yönlendiren, rakip savunmayı delen, 90 dakika boyunca topu inanılmaz bir dikkat ile takip ederek fırsat yaratan Alex, nitekim savunmadan gelen kafa topunu, füzeye çevirip, gol yaptı.
Fener'de yattı, Bursaspor zaten çolaktı...
***
Oysa, ikinci yarının her dakikasında Bursaspor vardı.
Fenerbahçe'nin yeşil beyazlı kaleye geldiği anı hatırlamıyorum bile.
Pek ne oldu?
İşte, zurnanın 'zaaartt' diye ses çıkardığı da bu zaten.
Yukarıda ve çokça, üzerinde ısrar ile durduğum, ifade etmek istediğim, bireysel kalitesi yüksek donanımlı futbolcuların, Bursaspor'da olmaması, önemli bir eksiklik.
Nereden bakarsanız bakın, bu konuda maça zaten 1-0 yenik değil ama ezik başlıyorsunuz.
Geriye tek kalan; ekip mantığından hareket ile daha çok koşmak, daha çok inanmak, oyun disiplininden uzaklaşmamak (ve belki/gerekli aslında) daha nitelikli arkadaş olabilme minvalinde; performans üstü bir oyun ortaya koymak.
Bu da, her zaman, mümkün olmuyor tabiî ki.
Aynen; bu karşılaşmada olduğu gibi!
Sokağın ve tribünlerin tesellisi ise yine değişmeyecek:
- Yenildik ama ezilmedik.
Yanlış da değil hani...