SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursa'nın 'Kent Anayasası' 2: Yeniden 'Yeşil Bursa' olur mu?

Yazının Giriş Tarihi: 20.11.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.11.2024 23:11

Bursa'nın bugün kullandığı Çevre Düzeni Planı 1998 yılında Erdem Saker'in hazırladığı plan. Nüfusu 4 milyona yaklaşan Bursa için yeni bir çevre düzeni planı oluşturulmasında Erdem Saker şartları olduğunu söylemişti. Bu şartların neler olduğunu Prof. Dr. Kayıhan Pala'dan dinledik:

‘KENT KİMLİĞİNİN TARIMDAN DIŞLANMADIĞI BİR YAKLAŞIM’

1998’deki planın esaslarına sadık kalmak. Planın esaslarında Bursa’nın kent kimliğinin tarımdan dışlanmadığı bir yaklaşım söz konusu. Plan delik deşik edilirken gerek bakanlık aracılığıyla gerekse ilçe veya büyükşehir belediyesi aracılığıyla yeni imar planları benimsenirken bu yaklaşım tümüyle ortadan kaldırılmış, inşaat temelli, organize sanayi bölgesi temelli ya da sanayi bölgesi temelli bir imar planı yaklaşımı benimsenmiştir. Öyle olunca da Bursa’da tarım toprakları giderek azalmış, özellikle Bursa Ovası eski yeşil kimliğinden uzaklaşmış. Bunun sonuçları olarak Bursa’nın havası, yer üstü ve yer altı suları kirlenmiş ve su çekmekle ilgili yapılan mücadeleler zora düşmüştür. 1990’lı yılların sonlarında ovada 15-20 metreden su çekilebilirken şimdi su çekilmesi için 200 metre derine inmek zorunda kalınmıştır. Organize sanayi bölgelerinin yakınında derin deşarjlarla elde edilen suların analizlerine baktığımızda ağır metal kirliliği Bursa’nın bugün karşısında durmaktadır. Hatta bazı yüzey sularından alınan örneklerde de ağır metal kirliliği kendini göstermeye başlamıştır. En uç örneği Nilüfer Çayı’dır.

'MUSTAFA BOZBEY SOĞUKSU'DA OSB'YE İTİRAZ ETTİ'

Erdem Saker’in şartlarından birinin tarım topraklarının korunması olduğunu söylediniz ama Bursa’da artık nereye baksak sanayi görüyoruz ve BTSO sanayi bölgelerini arttırmak için çalışmalar yürütüyor. Hatta Soğuksu'da yeni bir OSB kurulmak isteniyor. Bu konuda nasıl bir planlama düşünüyorsunuz?

Soğuksu’ya karşı kentte büyük bir itiraz var. Ankara’da Meclis’te dile getirdik, soru önergelerimizi verdik, buna karşı hukuksal bir mücadele yürütme kararlılığımızı ortaya koyduk. Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey buna itiraz ettiğini açık bir dille ortaya koydu.

Soğuksu’da yeni bir sanayi bölgesi yapmakla ilgili bir girişimleri var ama bunu hayata geçirmemeleri için oradaki toprakların korunması için yoğun bir çaba göstereceğiz. BUSİAD’ın kendi raporlarında bile organize sanayi bölgelerindeki doluluğun aşağı yukarı 3’te 2 civarında olduğu. 3’te 1’inin boş olduğu. Bu nedenle yeni bir organize sanayi bölgesi yapmak yerine bu alanların kullanılması gerektiği dile getiriliyor.

‘İSTANBUL’DAN GELEN KİRLİ SANAYİDEN BURSA PAYINA DÜŞENİ FAZLASIYLA ALDI’

İstanbul 2020 planında İstanbul’daki kirli sanayinin Bursa, Kocaeli ve Çorlu’ya aktarılmasına ve bu girişimlerin sonucu olarak Bursa bu kirli sanayiden payına düşeni fazlasıyla aldı. Çevre Yolu’ndan Ankara’ya giderken özellikle Kestel ve Gürsu Sanayi bölgeleri civarında korkunç bir hava kirliliğinin olduğunu göreceksiniz. Bunu defalarca dile getirdik. Çevre Bakanlığı’nın hava kirliliği izleme istasyonlarının verilerini ortaya koyduk. Soru önergeleri verdik. Suç duyurularında bulunduk. Şu ana kadar bundan geri adım atılmasını sağlayamadık. Orhaneli Termik Santrali’nde uzun mücadeleler sonunda elektrostatik filtrelerin takılmasını sağladık. Ama özelleştirildikten sonra o filtrelerin kullanılması, sermaye birikimi ve kar maksimizasyonu azalttığı için özel sektör bunu kullanmadı. Suç duyuruları, soru önergeleri vermiş olmamıza rağmen, oradaki bacadan çıkan kirleticilerin Çevre Bakanlığı ve Çevre Müdürlüğündeki bilgisayarlarda baca gazı emisyonlarından gelen verilerle izlenip gözle görülür olması söz konusu olduğu halde buna karşı herhangi bir şey yapılmadı. Dolayısıyla organize sanayi bölgesi ya da sanayi meselesinin Bursa’yı kirlettiği. Bu nedenle de sırf hava kirliliğine bağlı Dünya Sağlık Örgütü ölçütlerine göre hesapladığımız, yayınladığımız yılda en azından 3 bin kişinin hayatını erken kaybettiği bir şehirde artık buna bir 'dur' demek lazım.

Peki bu planlamada sanayi bölgelerinin kirletici olması nasıl engellenecek?

Türkiye’de organize sanayi bölge sayısı en fazla olan il Bursa. Bu kadar sanayi bölgesi varken buna yenisini eklemenin bir karşılığının olmaması gerekir. Bursa bu sanayi tesisleri nedeniyle kirliliklerle korkunç bir şekilde boğuşur duruma gelmiş. Havasını, suyunu kirletmişsiniz, ulaşımını felç etmişsiniz ve bu organize sanayi bölgelerinin önemli bir bölümü artık yerleşim alanlarında kaldığı için, en tipik örneklerinden biri Bursa Çimento’dur, bu kirliliği kısa sürede çözülebilir ihtimalini de ortadan kaldırmışsınız. Buna rağmen yeni sanayi bölgeleri kuracağız derseniz mevcut organize sanayi bölgelerinin 3’te 1’i boş iken bunun tamamen rant temelli olduğu, tamamen birilerine kaynak aktarmak temelli olduğu açık olarak görünüyor. Biz bu planlama yaklaşımı içerisinde bilim insanlarının sürece ilişkin raporları hem de kentteki akademik meslek odalarının başkanlarıyla Bursa için en doğrusu neyse onu yapmak açısından çaba göstereceğiz. Bu sürecin yalnızca birilerine rant elde etme üzerine yürümemesi, bunun yanı sıra bu kentte yaşayan ve yaşayacak olan her bir yurttaşın hayatını sağlıklı geçirebilmesi, doğru düzgün istihdam edilebilmesi, emeğinin karşılığını alabilmesi açısından neye ihtiyaç duyuyorsa onun yapılması için çaba göstereceğim.

Bursa eskiden ‘Yeşil Bursa’ diye bilinirdi. Şu an Bursa’nın artık Yeşil Bursa denecek bir niteliği ortadan kalkmış durumda. Bir beton Bursa görünümü var. Biz yeniden 'Yeşil Bursa' olsun diye bir çaba içerisine de gireceğiz.

...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.