"Gazeteci yazar Uğur Mumcu 24.1.1993 günü saat 13:30 sıralarında özel oto aracına bomba koyularak bir suikast sonucu öldürüldüğü bütün radyo ve televizyonda yayınlanmıştır."
Bu yıl 22 Ağustos'ta 77 yaşını kutlayacaktı duayen gazeteci Uğur Mumcu, oysa bir günlüğün ilk satırını oluşturuyor bu cümle. 1993'ün bir Pazar gününde not edilen bu cümlelerde o günlerin hüznü var.
Sevgili Annem, Uğur Mumcu'nun ölümünden sonra günlük tutmaya başladığını ve Türkiye'de yaşanan önemli olayları kaydettiğini söylüyor.
Yıllar öncesinden 'Uğur Mumcu ve Ailesine' bir günlüğün arka sayfasına üzüntüyle karalanmış bir mektup:
"Sayın Uğur Mumcu'nun canilerin yapmış olduğu bir tuzakla alçakça öldürülmesi, benliğimi derin üzüntüye boğdu. Öylesine etkilendim ki o günden sonra bu tür olayları unutmamak amacıyla günlük defter tutmaya karar verdim.
Bu acı beni öylesine etkiledi ki böyle bir yazarımızı kaybetmek bizim için büyük bir kayıptı. Televizyonda izlediğimde yazarımızın Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesini boş görünce adeta göz yaşlarımı tutamadım.
Yazarımızı yalnızca köşe yazılarından tanıyordum. Ancak şimdi daha fazlasıyla tanışmış oldum. Ama daha iyi tanıyabilmek için bulabilirsem bütün kitaplarını okumaya çalışacağım ve mutlu olacağım.
Ben üç kız çocuğu annesi 29 yaşında, lise mezunu, ev kadınıyım. Sizlere bu olaydan duyduğum üzüntüyü duyurabilmek ve bu olayı lanetlemek için bu mektubu yazıyorum. Bu acı, bu kayıp hepimizin. Ancak Uğur Mumcular hiçbir zaman ölmezler. Bütün kalplerde yaşayacaklar.
Mumculara Selam ve Saygılar, 29-1-1993"
Uğur Mumcu'nun katledilişinin ardından günlerce devam eden Türkiye'nin bir çok ilinde düzenlenen yürüyüşler, protestolar ve Demirel Hükümeti dönemi.
Günlüğün devam eden satırlarında ise cinayeti işleyen suçluların bir türlü bulunamamasından ve Mumcu'nun katledilmesiyle birlikte Türkiye'deki dönemin siyasetçilerinin 'demokrasi'yi hatırlamasından bahsediliyor.
Bir gazete kupüründe ise Uğur Mumcu'nun ölümünün birinci yıl dönümünde müzik sanatçısı Maria Rita Epik'in Mumcu için yazdığı "Peki ben niye öldüm" şarkısının 24 Ocak'ta saat 13.00'ten itibaren tüm özel radyolarda çalınacağı yazıyor:
"Bir insandan, kavgasından/ Gizli bir dosya kaldı/ Hayat bundan daha fazla / Bir anlam taşımalı
Beyinlere tohum serptin/ Binlerce çiçek açtı/ Sen işte bundan öldün"
1993'te yazılan Türkiye gündemiyle ilgili olan satırları okurken 'Ne değişti?' diye sormak bile istemiyor insan bunca yılın ardından.
Ağzı küf kokmuş siyasi cambazın dilinde şu ülkenin altın, aydın kalemleri. Katledilirken ölmediler. Binlerce çiçek açtı serptikleri tohumdan.
Köhne zihniyetin elinde bir oya kurban edilen keskin kalemler, yıllara örnek olan. Katledilirken ölmediler.
Livaneli'nin dizelerinde kendi ağıdına ağlayan bir yürek, Uğur Mumcu. "Ne bir haram yedi ne cana kıydı/ Ekmek kadar temiz su gibi aydın"