AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’ın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey hakkında “görevi ve güveni kötüye kullanmak suretiyle kamuyu zarara uğrattığı” gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağı duyurulunca iktidar çevreleri ve kalemlerinde bir hareketlenme oldu.
Suç duyurusunun ne olacağı belliydi ancak, Erdoğan'ın pek sevdiği ifadeyle “heybede büyük bir turp” varmış gibi algı oluşturulması, allanıp pullanarak “yarın büyük gün” havalarının yaratılması ilginçti. Mevzu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Bursa ziyaretinde Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı temsil ve ağırlama gideriydi. Bu konuda da rivayetler muhtelif. Sosyal medyada değişik rakamlar telaffuz ediliyor oysa Davut Gürkan’ın suç duyurusunda dile getirdiği resmi belgeli harcama 1 milyon 409 bin 805 lira. Yani kamu zararı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan rakam bu. Rakamı küçümsediğimden değil, gerçekten yasalara aykırı bir durum varsa zaten yargı bunun gereğini yapar.
Davut Gürkan açıklamasında CHP kurultayından, protesto eylemlerine kadar AK Parti kurmaylarının bildik suçlamalarını tekrar ettikten sonra üstüne bir de CHP’lileri, “hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye asla inanmayan” diye suçlayıp meramını ifade etmiş; “Sayın Mustafa Bozbey’in, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kentimizi ziyaretinde Bursa Büyükşehir Belediyesi kasasından yaptırdığı 1 milyon 409 bin 805 TL tutarındaki resmi belgeli harcamanın hukuk önünde incelenmesini talep etmek için buradayız.” diyor. Gayet normal, bekleyelim bakalım yargı bu konuda ne karar verecek. İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu’nun Alinur Aktaş döneminde Büyükşehir bütçesinden HÜDAPAR ve bazı düğünler için yapılan harcamalara ilişkin suç duyurusunun sonucunu beklediğimiz gibi.
Halbuki Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey bu harcamaya ilişkin iddialar ilk gündeme geldiğinde, harcamanın anayasada, protokolde yeri olan ana muhalefet partisinin lideri için yapıldığını belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Bursa'ya gelip Büyükşehir'i ziyaret etmesi durumunda benzer harcamaların ona yapılacağını, bunun kanunda yeri olan temsil ve ağırlama gideri olduğunu ifade etmişti. Hatta dün de Davut Gürkan'ın suç duyurusu öncesinde, "Buyurun gidin, verilmeyecek hesabımız yok. Allah'ımıza şükürler olsun" ifadelerini kullandı.
Anlaşılan Davut Gürkan, sesi çıkmıyor diye parti içinden de eleştiriler almış olacak ki kalabalık bir partili grubuyla Adliyeye geldi. Bu suç duyurusu çıkarmasında İYİ Partili Selçuk Türkoğlu’nun Alinur Aktaş dönemine ilişkin bazı usulsüz harcamalarla ilgili suç duyurusunda bulunması etkili olmuş olmalı. Türkoğlu'nun suç duyurusu açıklaması da kalabalık bir katılımla gerçekleşmişti.
AK Parti’nin iktidarda olduğu 23 yıldır tanık olduğumuz kamu zararlarını, Cumhuriyet'in ekonomik varlıklarının nasıl satıp savrulduğunu bilmesek CHP lideri Özgür Özel’in Bursa ziyaretinde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ve dillere pelesenk olan 1,5 milyon liralık temsil ve ağırlama giderinin kamuda açtığı devasa zarara (!) inanacağız.
Burada Davut Gürkan’ın iddia ettiği gibi bir suç var mı buna yargı karar verir ama biz kamu zararının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Yıllardır gözlerimizin önünde oluyor. Erdoğan’ın “cebimizden bir kuruş çıkmadan yaptırıyoruz” dediği, dövize endeksli hazine garantili uzun vadeli yap-işlet-devret projelerine hazineden, yani halkın cebinden ne paralar gidiyor.
Acaba Ak Partililer Büyükşehir’de CHP’den önce yaşanan kamu zararlarını biliyorlar mı, üzerine düşünüyorlar mı? Mesela davası süren, 68 milyon 107 bin 380 liralık BUSKİ yolsuzluğunu ne kadar merak ediyorlar.
Zafer Havaalanı'ndan haberleri var mı?
Hele hele ülkenin dörtbir yanındaki kamu zararlarını, mesela 2023'te 1 milyon 317 bin 733 yolcu garantisi verilen Zafer Havaalanı’nı sadece 43 bin 200 yolcunun kullandığını biliyorlar mı? Bu havaalanının garanti tahmininden sapma, yüzde 96.7 oldu. Bunu merak ediyorlar mı? Yapım maliyeti 50 milyon Euro olan havalimanı için 2012-2023 döneminde müteahhide ödenen garanti tutarı 66 milyon 369 bin Euro oldu. Böylelikle şirket yapım maliyetini şimdiden karşıladı. Havalimanı kamuya 2044 yılında devredilecek. Düşünebiliyor musunuz kamu zararını, bu küçük bir örnek sadece.
Osmangazi ve Çanakkale köprülerinin, Avrasya Tüneli’nin kamuya olan zararlarının beraberinde nasıl zamlar getirdiğini, ülkeyi nasıl fakirleştirdiğini, ülkenin geleceğini, gelecek nesilleri nasıl ipotek altına aldığını biliyorlar mı, bunlara kafa yoruyolar mı? Onların çocuklarının geleceği çok mu iyi olacak onlarınki de ipotek altında.
Kamu zararı genellikle devletin mali kaynaklarının kötü yönetimi, yolsuzluk, plansız yatırımlar veya ihale usulsüzlükleri sonucu ortaya çıkan maddi kayıplar olarak tanımlanıyor. Kamu zararlarının oluşmasının nedenlerinin başında şeffaflık ve denetim eksikliği geliyor.
Kamu ihalelerinin büyük bölümünün 21/b (pazarlık usulü) ile yapılması, rekabeti sınırlayıp kamu zararına yol açıyor. Şehir hastaneleri, havalimanları, bazı köprüler, tüneller ve otoyollar gibi büyük projelerin dövize endeksli hazine garantili olması kamu zararlarının başını çekiyor. Öngörülen garantiler tutturulamazsa devlet şirketlere döviz üzerinden ödeme yapıyor.
2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu (TVF), Ziraat Bankası, Vakıfbank, BOTAŞ, Çaykur, Türk Hava Yolları gibi büyük kamu şirketlerini bünyesinde bulunduruyor. TVF'nin Sayıştay denetimi dışında olması, kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığına dair soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Çünkü ABD'de, Batı demokrasilerinde olduğu gibi vergiyi veren hesabını soramıyor. Meclis'te vekiller soruyor ama yanıt alamıyor.
İktidarın iş yaptırdığı büyük holdinglerin vergi borçlarının Meclis’te silinmesi ve yeni teşvikler verilmesinin yükü de vatandaşın sırtında. Şeffaflık ve denetim olmadığı için oluşan kamu zararlarının boyutlarını bilemiyoruz. Bu devasa kamu zararlarını ancak iktidar değişiminden sonra bilebileceğiz.
Fazıl Say’a ne kadar ödenecek?
Bu arada bir süredir sosyal medyada dillendirilen ve eleştirilere hedef olan dünyaca ünlü piyano sanatçımız Fazıl Say’ın yapacağı İznik Türküsü için 5 milyon 691 bin lira ödeneceği iddiasını Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç’a sordum. 1. Konsil’in toplandığı İznik’in tarihi ve doğal zenginliği ile yüksek bir turizm potansiyeli olduğunu ve Konsil’in 1700’üncü yılı nedeniyle Papa’nın Mayıs ayında ilçeye geleceğini belirten Özkılınç, şu bilgileri verdi:
“İznik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’nın izlerini taşıyan medeniyetlerin buluştuğu bir yer. Belediyemiz dünyaca bilinen sanatçımız Fazıl Say’dan İznik’in tarihsel önem ve özellikleriyle doğa güzelliklerini anlatacak, İznik ve Bursa’yı ülkemiz ve tüm dünyaya tanıtacak bir beste yapmasını ve konser vermesini rica etmiştir.
Aynı zamanda içinde bulunduğumuz yıl Konsil’in 1700. Yılı vesilesiyle devletimiz tarafından Vatikan’la görüşülüp İznik’te düzenlenecek etkinliklere denk gelmesi bakımından önemli olacak bu konseri anlamlı buluyor, kentimize katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Fazıl Say hem ‘İznik Türküsü’ adlı besteyi yapacak hem bu türküyle beraber bir saatlik konser verecek. Konser ve beste her ikisi birden sözü edilen meblağın yarısına tekabül eden bir kaşeye sahiptir. Ve bu eser sadece ülkemizde değil dünyanın değişik ülkelerinde Fazıl Say tarafından çalınacaktır.”
Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’in Basın Danışmanı Harun Karanfilci de, Le Monde Türkçe dergisine verilen reklamla ilgili bilgi verdi. Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrılan bir grup gazetecinin çıkardığı Le Monde Türkçe dergisine iki kez verilen reklamın bedelinin iddia edildiği gibi büyük rakamlar olmadığını, 40’ar bin liradan toplam 80 bin lira olduğunu söyledi.