AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iç politikada ne zaman psikolojik üstünlüğü, gündem belirleme üstünlüğüne elden kaçırsa aynı yola başvuruyor.
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilerek tutuklanmasıyla başlayan süreçte gençlerin başını çektiği protesto eylemleri ile morali bozulan Erdoğan, belagatinin şehveti ile öyle konuşmalar yapıyor ki, sanırsınız yıllardır CHP iktidar kendisi muhalefet.
Ülkede 19 Mart’tan bu yana yaşananlara bir de şu konuşmaya bakın:
“Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla bir faşizme şahitlik ettik. Yıllardır özgürlükten bahsedenler sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı, gençlerimizi adeta linç ettiler. Sanatçıları fişlediler, sporcuları fişlediler, yerli ve milli markaları fişlediler, boykot bahanesi ile ülke ekonomisine zarar vermeye çalıştılar. Tarihi camilere edepsizlik ettiler.
Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum, uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz. Kimse bu ülkenin kültür sanat erbabına dayatmalarda bulunamaz. Kendini ülkenin sahibi zanneden bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Sesi çok çıkanlar, bağıranlar çağıranlar sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir.
Sanatçılarımız, sporcularımız ve gençlerimiz müsterih olsun, ana muhalefetin hortlatmaya çalıştığı tek parti faşizmi tarihe karışmıştır, eski Türkiye’nin kötü bir hatırası olarak da hep öyle kalacaktır. Darbenin, cuntanın ve yasakların egemen olduğu o karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir."
Erdoğan’ın bu konuşmalarını hazırlayanların nasıl bir amacı var acaba? Kendisine iyilik mi, kötülük mü yapıyorlar bilemedim.
Zorda kalınca tek parti dönemini diline doluyor, İkinci Dünya Savaşı döneminin yoklukları, Gezi gibi eski defterleri karıştırıyor, pek seviyor bunlar üzerinden siyaset yapmayı ama bugün Türkiye'nin nasıl bir parti devletine dönüştürüldüğü herkesin malumu. Bahçeli’nin önayak olması sonucu 2017’deki referandum ile içine sürüklendiğimiz tek adam rejiminin ülkeyi ne hale getirdiği ortada. Gençlerin başını çekerek CHP'yi meydanlara getirttiği protestoların ekonomiyi hedef aldığını ileri sürüyor ama TÜSİAD ve İmamoğlu operasyonlarının ekonomiye maliyetini; Merkez Bankası'nın rezervlerini nasıl sünger gibi çektiğini, dış sermayenin neden gelmediğini söylemiyor. Asıl sorun ekonomik kararları alan iktidarın uygulamaları, ona olan güvensizlik.
CHP boykota destek vermediler diye sanatçıları fişlemiş! Çok güldüm bu fişleme sözüne. Çünkü CHP sanatçıya ne yapabilir ama iktidar boykota destek veriyor diye sanatçıları dizilerden filmlerden çıkardı. Acun Ilıcalı boykota destek veren “O Ses” yarışmasındaki bazı isimleri jüriden çıkardı. Fişlemeyi iktidar yani AK Parti devleti yapıyor ama Erdoğan psikolojik açıklamasıyla yansıtma yapıyor anlaşılan.
Ah bir de şu cami, içki, başörtülü bacım meseleleri… Ne çektik yıllardır. Erdoğan’ın kendisine destek veren kitlenin dağılmasını önlemek için muhalefete karşı kullandığı istismar konuları. Ne güzel şal gibi örtmek istiyor hayat pahalılığı, hak hukuk adalet sorunu ve dış politikadaki iflasın üzerine. Ama gerçekten örtülüyor mu, hiç öyle değil. O şal çok ince tül perde gibi altındakileri gösteriyor. Ülkenin geleceğinden, kendi geleceklerinden endişe duyan gençlerin, halkın sesine kulak vermek yerine siyasal İslamcılığın bildik ezberlerini tekrar ediyor ama nafile. Halk nezdinde rıza üretemiyor artık, sözlerinin bir karşılığı kalmadı. Çünkü halkın derdi başka. Halkın derdi hak, hukuk, adalet, demokrasi, canını yakan hayat pahalılığı, liyakatsizlik, mülakat ile haklarının gasp edilmesi, yolsuzluklar, toplumdaki çürümüşlük, ahlaki bozulma. Düşmeye başlarken Merkez Bankası’nın yeniden artış kararı verdiği faizler…
Dış politikada yaşanan iflasa gelmedik henüz. Fethettik dedikleri Suriye, henüz ne sürprizlerin yaşanacağını bilemediğimiz Kıbrıs, artık dillerinden düşen Gazze, KKTC’yi bir türlü tanımayan ama Kıbrıs Rum Kesiminde elçilik açan Türki Cumhuriyetler… Bir dönem gündemden düşmeyen Mavi Vatan.
Bugün ülkenin bu kadar sorunu yok ama yıllardır muhalefette olan CHP’nin ülkeye “faşizm” getirme tehlikesi var!