Nilüfer’i ortak akılla yönetme fırsatı

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in 31 Mart Yerel Seçimleri'nde adaylık çalışmalarında kullandığı önemli sloganlardan biriydi, “Nilüfer’i ortak akılla yönetmek”. Görevde olduğu 9 ayda bu vaadini ne kadar uygulayabildi bilmiyoruz ancak şimdi önünde bunu hayata geçirebileceği bir yapı oluştu. Dijital ortamda yapılan seçimle Nilüfer Kent Konseyi bünyesinde oluşturulan mahalle komiteleri Nilüfer’i ortak akılla yönetmek için önemli bir fırsat yarattı.

64 mahallesi ve 600 bini aşkın nüfusuyla günden güne büyüyen bir ilçe olan Nilüfer’de “Nilüfer Her Yerde” uygulaması ile ilk kez yapılan seçim sonuçlandı. İlk kez yapılması, duyurunun her vatandaşa ulaşamamış olması ve bazı teknik sorunlar nedeniyle seçimlere katılım beklenilen düzeyde olmasa da komitelerin alınacak kararlarda etkisinin görülmesi halinde bir sonraki seçimlere katılım kuşkusuz daha yüksek olacaktır.

1.006 kişinin aday olduğu mahalle komiteler için 7 bin 713 seçmen “Nilüfer Her Yerde” uygulaması üzerinden oy kullanarak 770 kişiyi seçti. 717 doğal üye ile birlikte 1.487 komite üyesi görev yapacak. Seçimle gelen üyelerin 327’si kadın, 78’i genç, 28’i de engellilerden oluştu.

Seçim sonuçlarına ilişkin basın toplantısı yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, seçimlerin kadın ve genç kotası uygulamasına gerek kalmadan gerçekleşmesinin sevindirici olduğunu söyledi. Özdemir seçimin bazı ilginç detayları hakkında da bilgi verdi. Alaaddinbey Mahallesi’nde komite için hiç aday çıkmamış, Atlas Mahallesi’nde de kimse oy kullanmamış. Belli ki aday olan kişi oy verme sürecini kaçırmış. Böyle olduğu için iki mahallede de komiteler doğal üyelerden oluşmuş.

Mahalle komitelerinin her talebini karşılamanın olanaklı olmayabileceğini ifade eden Özdemir, “Sonuçta bu işlerin bir kısmı bütçe işi ama onların uygun görmediği bir şeyin o mahalleye yapılmayacağına dair bir taahhüdümüz var. Bir mahalleye bir hizmet gidecekse mutlaka mahalle komitesinin onayını alarak, o mahallede onu yapacağız diye taahhüdümüz var. Bunun arkasında durmaya devam edeceğimizi bir kez daha buradan beyan etmiş oluyoruz” dedi.

Basın toplantısında sorularımız üzerine başka konulara da değindi Başkan Şadi Özdemir. İktidarın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kanalıyla yaptığı hamleye rağmen kreş yapımına devam edeceklerini ifade etti. Tarım alanlarının korunmasına yönelik hassasiyetlerinin sürdüğünü ancak aksi yöndeki baskıların da devam ettiğini kaydetti. Yıktıkları yere tekrar yapılan binayı tekrar yıktıklarından örnek verdi.

Nilüfer Belediye Başkanı Özdemir, Nilüfer Kent Konseyi'nde basın toplantısı düzenledi

“İKTİDARIN TUTUMU VİCDANİ VE HUKUKİ DEĞİL”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın CHP’li belediyelerin SGK borçları nedeniyle “silkelenmesi” konusundaki soruma önemli noktalara temas ederek şu cevabı verdi:

“Hükümet bizi silkelemeye çalışıyor ama bizim özgül ağırlığımız yüksek, öyle silkeleyemediler. Tabii ki kesinti yapıyorlar. İller Bankası payı ne demek? Bu bölgeden toplanan vergilerin Bursa’ya düşen kısmı var, Büyükşehir’e düşen kısmı var, ilçelere düşen kısmı var. İlçelere düşen kısmı toplam nüfusa bölüyor o para bize İller Bankası kanalıyla geliyor. Bu para aslında gene benim vatandaşımın parası. Tabii benim vatandaşımın parasıyla benim diğer yatırımları da yapmam lazım, oradan kesiyor.

Bir borcumuz varsa devlet bunu almak isteyebilir. Burada iki adaletsizlik var. Madem alacaktın bunu ilk ödemediğinde kes, niye hepsini birlikte ben ödemek zorunda kalıyorum ya da Büyükşehir Belediye Başkanımız bunu ödemek zorunda kalıyor, bu doğru değil. İkincisi; şirketler üzerindeki borçların da paralarını kesiyor, bunu kesmeye hukuken hakkı yok. Çünkü o para belediyenin parası, şirketin parası değil. Şirket bir tüzel kişiliktir, şirketi icraya verebilirsin onun hesaplarına blokaj koyabilirsin, onun sorumlularını sorumlu tutabilirsin kanun izin veriyorsa ama belediye payından şirketin vergi borcunu ya da SGK borcunu kesemezsin. Bur vicdani ve hukuki değil, en hafif deyimle sorunlu bir alan.”

Şadi Özdemir, tasarruf genelgesinin belediyeleri kapsamasına da itiraz ediyor. Belediyelerin emlak, ilan-reklam, eğlence, ruhsatlar gibi harç ve vergilerin yanı sıra kurumlar vergisinden kendi payına düşen paralarla hizmet üretmek zorunda olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Belediyelerin geliri merkezi bütçeden değil, vergilerden ilçenin payını veriyorsun. Bunu nasıl harcayacağıma sen karar veremezsin. Onun için tasarruf genelgesinin belediye şirketlerini ya da belediyeyi bağlamasını da hukuki ve adil bulmuyorum, bu doğru değil, bu devletin hazinenin parası değil, bu Nilüfer’de yaşayan vatandaşlarımın parası. Nilüfer’deki vatandaşlarımın parasını nasıl harcayacağına merkezi hükümet karar veremez O yüzden bu da adil değil ama kesiyorlar mı, kesiyorlar. Bu şekilde son altı ayda 400 milyon liraya yakın bir para kesildi. Bu rakam da Nilüfer Belediyesi bütçesinin nerdeyse yüzde 15’ine karşılık geliyor.”